Sayfa 1/3 123 SonSon
29 sonuçtan 1 ile 10 arası

Dusunce

  1. #1
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    May 2005
    Mesajlar
    4

    Dusunce

    O gun hava çok kötüydü.. durmadan gök gürlüyor, bardaktan boşanır gibi yağmur yağıyordu.... küçük kız yine de her sabahki gibi annesinin sesiyle uyanmış, kahvaltısını etmiş ve her gün yürüyerek gittiği Okuluna doğru yola koyulmuştu... ancak gökyüzünde şimşekler birbiri ardına ve o kadar gürültüyle çakıyordu ki, küçük kızın annesi "yavrum bu havada yolda yürürken korkmasın?" diye telaşlandı.. Arabasına atladığı gibi yolda kızını aramaya başladı.... derken bir baktı,küçük kızı az ilerdeydi.. Minik minik adımlarla yürüyor, ama ne zaman şimşek çaksa durup gökyüzüne bakıyor ve gülümsüyordu.. Annesi önce bir anlam veremedi ama kızın niye böyle yaptığını çok merak etmişti, nihayet arabayla ona yaklaşıp sordu: "Yavrum hiç korkmadın mı bu havada yalnız yürümekten...? Hem ne zaman şimşek çaksa durup yukarı bakarak öyle ne yapıyorsun...?" Küçük kız cevap verdi: "Gülümsüyorum... çünkü Tanrı fotografımı çekiyor..."

  2. #2
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    Sep 2005
    Yer
    Türkiye
    Mesajlar
    28

    :)

    Çocuk psikolojisi için iyi bir örnekti...
    Hayat acı da olsa yasanmaya mecbur kılar kendini...

  3. #3
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Yer
    Türkiye Cumhuriyeti.
    Mesajlar
    263
    öncelikle hikayen için teşekkür ediyorum arkadaş.bence bu hikayede çocuk psikolojisi ile ilgili hiçbirşey yok çocuktaki allah inancı daha saf ve daha temiz o allahtan kötülük gelmeyeceğini bilir..

  4. #4
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Yer
    Yerixo
    Mesajlar
    1.946
    siz yine de şimşeklerin çaktığı bir havada ortalıkta fazla dolaşmayın!
    Şükr Allaha ki pişiklerin qənətləri yox... Olsa idi, göydə göyərçin qalmazdı... Allah kimə qənət verəcəyini bilir!

  5. #5
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Yer
    Türkiye Cumhuriyeti.
    Mesajlar
    263
    Alıntı yeshu Nickli Üyeden Alıntı
    siz yine de şimşeklerin çaktığı bir havada ortalıkta fazla dolaşmayın!
    general yeshu ilk ben kutluyum dedim seni rütben hayırlı olsun,konuya gelince verende Allah alanda Allah nereye kaçarsan kaç ne yaparsan yap olacakla öleceğe çare yok,dedimya bu bir inanç meselesi.

  6. #6
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Yer
    Yerixo
    Mesajlar
    1.946
    Bu 'general' ifadesi ne anlama geliyor ki? Sağolsunlar!

    Tabii sonumuzdan kaçamayız... orada ya da burada... 1 dakika sonra ne olacağını bilemeyiz ki! Bu anlamda haklısın. Yani, yarın ölecekmiş gibi ibadet, hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmak (önlem almak, sağlam binalar inşa etmek, köprüler inşa etmek, yabancı dil öğrenmek)
    Şükr Allaha ki pişiklerin qənətləri yox... Olsa idi, göydə göyərçin qalmazdı... Allah kimə qənət verəcəyini bilir!

  7. #7
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    623
    Hey yazıya biraz muhalifim sanki...

    Bu gün gazetede bir yazı okudum küçük bir çocuk tırnak çakısının törpüsünü eletkrik prizine sokmuş ve akıma kapılarak ölmüş...

    Hemen aklıma, küçük kızımın yatağının kenarında da priz olduğu ama zarar görmesin diye oraya bir yastık koyduğumuz geldi ve acaba bu yeterli olur mu yatağın yerini mi değiştireyim diye düşünmeye başladım...

    Çocuklar her şeyi kendi algılama biçimlerine göre yorumlarlar, kızımın geçen gün sorduğu soru şuydu; 'Baba Allah erkekleri, kızlar için mi yaratmış?'

    Çocuklar korkuyu bizlerden öğrenirler ve neden korkup neden korkulmayacağınıda tam olarak bilemezler... Mesela eşim köpekten korkarken kızım kendi boyundan büyük köpekleri kovalayarak yakalamaya çalışır...

    Ama aynı durumda kızımı görseydim (şimşeklerin çaktığı yağmurlu bir havada dışarıda yürürken ) onun yerinede ben korkardım herhalde...

  8. #8
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Yer
    Türkiye Cumhuriyeti.
    Mesajlar
    263
    Alıntı yesterday Nickli Üyeden Alıntı
    Hey yazıya biraz muhalifim sanki...

    Bu gün gazetede bir yazı okudum küçük bir çocuk tırnak çakısının törpüsünü eletkrik prizine sokmuş ve akıma kapılarak ölmüş...

    Hemen aklıma, küçük kızımın yatağının kenarında da priz olduğu ama zarar görmesin diye oraya bir yastık koyduğumuz geldi ve acaba bu yeterli olur mu yatağın yerini mi değiştireyim diye düşünmeye başladım...

    Çocuklar her şeyi kendi algılama biçimlerine göre yorumlarlar, kızımın geçen gün sorduğu soru şuydu; 'Baba Allah erkekleri, kızlar için mi yaratmış?'

    Çocuklar korkuyu bizlerden öğrenirler ve neden korkup neden korkulmayacağınıda tam olarak bilemezler... Mesela eşim köpekten korkarken kızım kendi boyundan büyük köpekleri kovalayarak yakalamaya çalışır...

    Ama aynı durumda kızımı görseydim (şimşeklerin çaktığı yağmurlu bir havada dışarıda yürürken ) onun yerinede ben korkardım herhalde...
    [/b]çocukları büyüttüğümüz ortamlar nasılsa öyle gider önemli olan çocuğu ahlaki yapıya göre büyütmek.bizim bir ata sözümüz var insandan töreyen insan,sıçandan töreyen keseyen olar.

  9. #9
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    insan=ırsiyet+sosyalçevre+aileyapısı

    bunlardan harmanlanıyoruz ve bir karakter oluyoruz..
    çocuklarımız bizlerin eserleridir.

    Bazı ailelerde çocuklarına karşı ya aşırı otorite noksanlığı görülüyor, ya da aşırı otorite hakimiyeti...Otorite çocuğa yapması lazım geleni yaptırabilmemiz, yapmaması lazım geleni de yaptırtmamamızdır. Bu konuda irade kullanıp başarılı olabilmemizdir. Tabii bunun bilimsel ve doğru olması gereklidir. Şimdi bunları kısaca açıklayalım.

    Çocuk her şeyi bilemez. Kaldı ki büyükler de şüphesiz her şe*yi bilemez. Bu nedenle çocuk sürekli olarak çevreden birşeyler öğrenmektedir. Onun yaptıkları arasında iyi, doğru, gü*zel olan davranışlar olabileceği gibi yanlış hatalı, suç teşkil edecek hatta tehlikeli olanlar da bulunabilecektir.

    Çocuklar, evde yan*gın çıkarmak, pişmekte olan yemeği devirmek, musluk suyu*nu açık bırakmak ve daha niceleri gibi hayatî öneme haiz iş*ler de yapabilmektedir. İşte otorite bu kabil durumları çocu*ğun yapmasına engel olunabilmesi için gereken iradenin an*ne ve babada var olması anlamındadır.

    Çocuğun herşeyi bilemeyeceğini söylemiştik. Çocuk hata yaparak aradığı doğru*yu bulmaya çalışır. Zaten çocuk da hatalı, yanlış tutum ve davranışlarında aileden ve ilgililerden her zaman yardım gör*mek ister. Çocuk psikolojsinin temel çizgileri itibariyle du*rum böyledir.

    Nitekim literatürde bilim adamları çocuğun isteklerini çocuğun ağzındanmış gibi mektup halinde yaz*mışlardır. Burada çocuk "yaptıklarımın hepsinin doğru ol*madığını biliyorum, siz mani olmadıkça onları yapmaktan da kendimi alamıyorum, yaptıklarımın hatalı olduğunu bana söylemezseniz -yahut buna mani olmazsanız- bunları nasıl düzeltirim" demektedir.

    Ne yazık ki gerçekler böyle olması*na rağmen pek çok anne baba çocuklarının eğitiminde otori*te denilen altın kuralı yeterince kullanamamaktadırlar. Ya aşırı otorite noksanlığı, yahut da aşırı otorite çocuklara karşı yanlış olarak ailelerde mevcut bulunmaktadır. Bunun denge*sini bulmak zorunluluğu vardır. Aşırı otorite, otorite nok*sanlığı kadar tehlikelidir. Bunun önemli olduğu daima bilin*meli ve gerçek bilimsel otorite tanınarak çocuk için sağlanabilmelidir.

    Nice durumlar olmaktadır ki çocuk aşırı şımartıldığı için evde her dediği harfiyyen yerine getirilmektedir. Tabii aile bundan hiç memnun değildir. Ama adeta eli mahkum bu esaret hayatını çekmektedir. Evde bulunan saati, teybi, radyoyu çocuk kaç kez yere çarpmıştır. Hatta bu dav*ranışını alışkanlık haline getirmiştir fakat aile çocuk inciniverir diye bu masrafa katlanmış ve otoritesini ortaya koyama*mıştır.

    Çocuklar, küçüklüğünden itibaren hoşgörülmemesi gereken yerde hoşgörülmemelidir. Yahut hoşgörülmediği ilk o olayı yaptığında ihsas edilmelidir. Aynı hareketi yineledi*ğinde anne baba otorite prensibine göre buna mani olmalı*dır. O şeyi elinden almalı veya o şeye mani olmalıdır. Bunda kesin ve kararlı olmalıdır. Zaten kesinlik, kararlılık olduğunu çocuk gördüğünde birkaç ısrardan sonra onu elde etmek için ısrar edemeyecektir.

    En tehlikeli olay şudur: Çocuğu aynı ha*reketinden dolayı bir defasında hoş görmek diğerinde hoş görmemektir. Ailenin morali iyi ise o davranışı hoş görmek*te, o gün canı birşeye sıkılmışsa aynı davranışı veya işi hoş görmemekte, çocuğa bağırıp çağırmakta, cezalandırma yoluna gitmektedir. Haklı olarak çocuk da "aynı hareketi dün yap*tım birşey demediler, öbür gün yaptım yine ses çıkarmadılar, bugün yaptığım da onlardan farksız, niçin acaba bugün ba*na bağırdılar, bu insanlar tuhaf birşey, gidip bir tedavi olsun*lar" diye düşünür.

    Aile ona kızarken çocuk da onlara belki onlardan fazla kızar. İşte bu hal çok hatalıdır. Çünkü çocuk olayı kavrayamamış, üstelik de kendinin haklı olduğunu dü*şünmektedir. Zira olay meydandadır. Aynı hareketine üç kere müsamaha gösterilmiş, aynı hareketine dördüncüde şid*detli tepki gösterilmiştir.

    Bu tutarsızlık büyük insanları da aynı şekilde kızdırır. Büyükler arasında bu tür davranışlar olsa acaba aynı anne baba olayı nasıl değerlendirirler? Tehlikeli olan davranışlarında çocuk kesinlikle engellenmelidir. Tehli*keli olmayan ama hoş olmayan davranışları için en başında kendisine işin doğrusu söylenerek öğretilmelidir. Aynı olayı yaptığında bu öğretilen bilgi hatırlatılmalıdır. Yine de aynı davranışı yapıyorsa en fazla iki kere hoşgördükten sonra ço*cuk ailenin otoritesini karşısında bulabilmelidir.

    Dediğim gibi otorite çocuğa yapması lazım geleni yaptırt*mak, yapmaması gerekeni yaptırtmamaktır. Otoritenin kazanılması ve sürdürülebilmesi için çocuğa suçuyla ilgili olarak ceza verilmesi de normaldir. Sevdiği şeylerden bir süre için onu mahrum etmek en iyi ceza yollarındandır.

    Ama mutlaka ceza çocuğun yaşına ve suçuna uygun olmalıdır. Çocuk mut*laka cezayı hak ettiğini kavramalıdır sonra ceza verilmelidir. Ancak bu şekilde ceza ıslah edici olabilir. Çocuk suçunu an*lamalı, kabul etmeli ve hatta "şimdi ben şöyle bir cezayı hak ettim" diyebilmelidir. O ceza verilince de "ben dememiş miydim işte oldu" bir daha yapmayayım bu işin sonu işte böyle ceza oluyor" diyebilmelidir.

    Çocuk eğitimi zannedildi*ği kadar zor ve güç değildir. Bunun kuralları da karmaşık ol*maktan uzaktır. Ancak ne var ki çok iyi özetlenmiş yüzelli sahifelik, hatta daha özetlenmiş bunun yarısındaki bilgiyi an*ne ve babanın çocukla ilgili bireylerin öğrenip kavrayabilmeleri büyük bir gelişimdir. Ancak bu alanda ilim adamlığı şüphesiz en zor mesleklerdendir.

    Burada anne babayı amatör bir şoföre, ilgili uzmanları da o otomobili imal eden mühendise benzetmek mümkündür. Amatör şoför olmak 3-5 saatte bile öğrenilebilirken bir makina mühendisi olmak herhalde çok uzun yıllar süren eğitim sonunda olacağını herkes bilebilir. Bu bir örnektir, ama kanaatımızca olayı anlatması yönünden oldukça iyi değerlendirilmelidir. Çocuk eğitiminde otorite prensibinin de var olduğunu hatırlamak bile anne ve baba için doğruyu bulmada başlı başına bir mürşit olabilir. Önem*li olan çocuğun ciddiye alınması ve olayın akademik bir çalış*ma alanı olduğunun benimsenebilmesidir.

  10. #10
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Yer
    Yerixo
    Mesajlar
    1.946
    mystery sen bu alanda eğitim alıyordun galiba. yanılıyor muyum? eğer doğruysam, tam senin konun o zaman!
    Şükr Allaha ki pişiklerin qənətləri yox... Olsa idi, göydə göyərçin qalmazdı... Allah kimə qənət verəcəyini bilir!

Sayfa 1/3 123 SonSon

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.