gülmek için bir sebep yok ki...
oncelikle yazinin gercekciligi nin tartisilirligi..Allah in o insanla konustuklarina dair herhangi bi kanit yokken (ki olmasi mumkun degil)
ikinci mevzu erkeklerin kusur orani..
elestirilerimi bu iki baslik altinda toplayacak olursam:
insanlar cennete nasil gider hangi asamadan sonra cennete ulasir ve hangi sartlardan sonra Allah la konusabilir arastirilmasinin yeterince yapilmasi gerektigini dusunuyorum..zira yazilan her cumlede yonlendirilme sozkonusu oldugundan dikkatli olunmasi kanisindayim..
ikinci mevzu "erkeklerin tum kusurlarina ragmen" sevme kudreti falan ..
tek kusur gozyasi ...
erkekler ise tum kusurlarina ragmen .....
bakin erkek kadindan ustun olarak yaratilmistir..ve kadinlara sultanlik idare gibi yetkiler verilmemistir...
ancak sefkat kadinda deger bulmustur..
su gercektirki erkek ve kadin birbirinin tamamlayicisidir....
birbirlerine karsi sorumludurlar..
ve en onemlisi unutulmamalidirki:
erkeklerde aglar...en az kadinin yureginden cikan sessiz ciglik gibi yanik dokulur yanaklarinan asagi...
aksam savusur, gun cikar ..aydinlik bizimdir....
gülmek için bir sebep yok ki...
Dün geçti, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölen hep ihtiyar mı?
Yılın Transferi Askıda.. (11.07.2004)
Transferin flaş takımı Galatasaray bir bomba daha patlatmaya hazırlanırken bomba elinde patladı. Uzun süredir Galatasarayla adı geçen ve tüm otoritelerce yeryüzündeki en moron kaleci olarak gösterilen Niharahua'lı kaleci Bakakal'ı transfer etmek isteyen Galatasaray bu transferden de sonuç alamadı. Bakakal konu ile ilgili olarak "Bizim ortanca yeğenin arkadaşının arkadaşı hastalandı, bu yüzden burada kalmak zorunda kaldım" dediği öğrenildi.
Artık Onun da Sevgilisi Var! (Gerçek Haber) (30.06.2004)
Mattel şirketi, Barbie’nin yeni erkek arkadaşı Blaine’in ABD’de Ağustos ayında 14,99 dolardan satışa sunulacağını açıkladı. “Bronz tenli Blaine’in sörf yapmayı Hawai’de öğrendiğini, ardından California’ya taşındığını ve en sevdiği yemeğin pizza olduğunu” belirten şirket, “Ken’in artık Barbie’nin sadece arkadaşı olacağını” duyurdu. Kaynak:ntvmsnbc.com
Misilleme (Gerçek Haber) (01/06/2004)
Gece geç saatlerde Boğaz Köprüsü’ne giden bir grup GS taraftarı dev boyutlardaki Fenerbahçe bayrağını boğazın sularına bıraktı. 2001-2002 sezonunda gelen şampiyonluğun ardından Boğaz Köprüsü’ne astıkları dev boyutlardaki Galatasaray bayrağının Fenerbahçeliler tarafından indirilmesini unutmayan Sarı - Kırmızılılar, önceki gece benzer bir operasyon düzenledi. Gece geç saatlerde Boğaz Köprüsü’ne giden GS taraftarı , dev boyutlardaki Fenerbahçe bayrağını boğazın sularına bıraktı. Videoyu indirmek için tıklayın.
Gözü Açık Gitmedi! (Gerçek Haber) (22/05/2004)
Japon nine, dünyanın en yüksek zirvesi Everest’e tırmanmayı başardıktan sonra öldü. Tur şirketinin verdiği bilgiye göre, 63 yaşındaki Shoko Ota, rehber ve bir başka dağcı ile birlikte dün zirveye ulaştı. Ancak inişe geçildiğinde Ota hareket edemez hale geldi ve zirveden 350 metre aşağıda kendinden geçti. Grup lideri, Ota’nın nefes almadığını ve nabzının durduğunu saptayarak, uydu telefonuyla acentenin Tokyo bürosuna haber verdi. Ota’nın ölüm nedeni konusunda bilgi verilmedi. Kaynak:ntvmsnbc.com
Dün geçti, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölen hep ihtiyar mı?
AMERİKAN ŞAKASI
John'la James kır gezintisine çıkmışlardı. Bir ara John, James'e yerdeki sığır tersini gösterdi:
- Bak James... Günün birinde öleceksin, mezara koyacaklar, mezarının üstünde otlar bitecek. Otları inekler yiyecek. İnekler işte böyle pisleyecek. Ben, bunu görünce, "Yazık... Ne kadar değişmissin James," diyeceğim.
James dedi ki:
- Önce sen öleceksin, John. Mezara gireceksin. Mezarının üstünde otlar bitecek. Onları inekler yiyecek. İnekler işte böyle pisleyecek. Ben, bunları görünce "Hiç değişmemissin be John!" diyeceğim!
SİZİNDE FIKRALARINIZI BEKLİYORUM!
Dün geçti, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölen hep ihtiyar mı?
HAP
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Üstüne üstlük bir afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi hapı yuttuk" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım henüz hapı yutmadın.
- Peki ne yapmam gerek ?
- Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet.
- Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
-Evladım işte şimdi hapı yuttun.
Dün geçti, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölen hep ihtiyar mı?
Nerem düzdü ki?!
Gümürdenip durdu Deve; boynun eğridir dediklerinde.
Baadeharabul basra
Günün birinde ta bizim oralarda dalı verdi serseri bir deve Dede Hamdi hamamından içeriye Peşrevcisi Küllük Eşegi ile birlikte.
Evkeledi, ezdi eziştirdi yaşı kuruyu, ,tası havuzu, suyu boruyu, Ahmedi, Mehmedi, Aliyi, Veliyi. Allah yarattı demeden.
Önceleri Hamam halkı anlayışla karşıladı... Devedir işte adı üstünde... başka ne beklenir; gün gelir devran döner geldiği yerden gider dediler, sesli düşündüler ... gümürdenip durdular.
Lakin ta evveli günden beri Ehli Hikmet’e ayan oldu ki.
Bu devedir. kuraklıktan gelmedir...
Suyu görunce sühuletle terki mekan eylemez.!!
Deve hamamın ortasına kuruldu. Can dostu, Peşrevcisi Küllük Eşegi’nin ankırış ternimesi üzerine zırta boz ayaklarını suya şıplatıp
Oha ..Oha deve hamama girip tezahuratı eşliğinde
“eski hamama yeni düzen” raksını eda ederken
"Democrazy" adlı fermanını okumaya başladı;”
Ey ahali; duyduk duymadık demeyin. Bundan böyle
Hamam’ın tüm su kaynakları benden sorulur.
Su hariç her şeyle yıkana bilirsiniz.
Can dostum Eşek bundan böyle özgürdür ...Ben hancı O kervancı.
İkimiz de hamamcı”. Oha ..Oha yok deve sloganlarıyla karşılanan
Ferman. Deve ile Eşegin acımasız tepmeleriyle bastırılır.
Zaman içersinde süre gelen
başı boşluluk, düzensizlik sonucu zuhur eden dedikodu yerini
tefrikaya bırakr ...böylece Ahali, Deve ile
Eşeg’i unutup biri birlerine düşerler .
Ça meni çaldım seni, hanı kalaş yemeni
Şak şapalax kopar . Hal böyleyken ortalık
Küllük Eşegine kalır. Birkaç tur devenin
etrafında “anfıslıya anfıslıya fır dönüp sağa sola
çifte attıktan sonra; hamamın en sulu yerine
el koyup Eşekler Meydanı ilan eder.
“Enkeril asvat” sesiyle milli marşini hebire
tekrarlayıp durması bizim Ehli hikmeti bir haylı
rahatsız eder. Durumun bu denli vehameti karşısında .
acaba ne yapsak bu Eşek kendine gelir derken.
Eşeg’e yasin okumaya karar verilir.
Birkaç defa okunur Uzun kulaklarına doğru Yasin Süresi
Sonunda beyhuda bir çaba olduğu anlaşılır.
Deve ve dostunun bu kadar rahat davranması
Kendilerinden çok emin olmaları. Bu işgalın
sıradan ve tesadüf eseri olmadığıni gösterir.
Bu hayre alamet değil efendiler sesleni verir Ehli Hikmet’ten biri
Çıkalım bir kapıya doğru seslenelim imdad diye belki
Yetişir yardıma bizim ahali.
Sonunda bizimkiler acı gerçekle karşılaşır.
Hamamın etrafı çepe çevre develer tarafından kuşatılmış
Tüm insanlar esir alınmış. Sarı mizraklı
boz eşekler Hamama doğru ilerliyormuş
Meğer bizim Eşek boşuna Anfıslamıyormuş.
.Not: Bu yazı İrak Türkmen şivesiyle yazılmış.
deve hamama girdi
*Japon' un biri,
*Rize'de bir kahveye girmis ve,
*herkese kafa tutmuş:
*--- "Var mı ? Aranızda delikanlı ?
* Varsa ? Çıksın dışarı..."*
*TEMEL kapıya doğru yürümüş,
*--- "Çıkıyorum ulan !
** Görelim bakalım erkekliğini..."
*Birkaç dakika sonra, TEMEL ağzı-burnu dağılmış bir vaziyette,
*kahveye geri dönmüş...
*Peşinden de, JAPON kasılarak içeri girmiş
*ve kahvedekilere TEMEL'i göstererek :
*--- "Ona, *'Toyokumi' *ustanın, *'Katakori' *tekniğiyle vurdum."
*Ertesi gün JAPON yine gelmiş. Yine meydan okuma.
*Yine TEMEL' den rest. Ve birkaç dakika sonra kapıda yine,
*ağzı-burnu dağılmış birTEMEL.
*Ve peşinden kasılarak yaptığı oyunu açıklayan JAPON :
*--- "Ona,* *'Kuyotomi'* *ustanın,*
*'Kihotomi' *tekniğiyle vurdum."
*Ertesi gün yine aynı hikaye.
*Dayak yemekten ayakta duramaz hale gelmiş TEMEL ve
*hergün değişik bir stil kullanan JAPON :
*--- "Ona, *'Toyohama' *ustanın, *'Kimanto' *tekniğiyle vurdum."
*--- "Ona, *'Tiyotoki'*ustanın,* 'Kohimato'* tekniğiyle vurdum."*
*.............. derken,
*Bu böyle bir hafta devam etmiş.
*Ve sekizinci gün ! JAPON yine kahveye gelip,
*yine herkese kafa tutmuş.
*JAPON' un restini gören yine TEMEL olmuş tabii...
*Birkaç dakika sonra, herkes yine suratı dağılmış bir TEMEL beklerken,
*Bu kez JAPON,
*ağız-burun dağılmış, hoşaf ! Kanlar içinde kapı da belirmiş ? ? ?
*TEMEL' de hemen arkasından girmiş içeriye,
*JAPON' u göstererek :
*--- "Ona, *'Toyota' *nın *'Krikosuyla' *vurdum"* demiş...
gözlerimden yaş geldi gülmekten
teşekkürler
herzaman doğruyu söyle ne dediğini hatırlamak zorunda kalmassın
Mystrey Ve Adem Arkadaşlar..
Gülmeniz Daim Olsun.
Selam Ve Dua İle.
'' ALLAH'A EMANET OLUN.''
Yer imleri