Beni unutamazsin bilirim, beni unutamazsin
Denizin durgunlugu, gözlerimi
Coskunlugu, saçlarimi hatirlatir
Kulaklarini tirmalar sesim, hayatindan silemezsin
Beni unutamazsin bilirim.
Parkin tozlu yollarinda yalniz dolasacaksin
Mutsuz gökyüzünde bir iki yildiz, isik tutacak karanligina
Delikanlinin biri uzanacak ellerine ansizin
Çaresizligine, yalnizligina irkileceksin
Ve daha sonra tarakta kalan saçlardan anlayacaksin ihtiyarladigini
Dudaklarinin pembeligi solacak
Cilâsi çikmis bir mobilya gibi eskiyecek güzelligin
Kahrolacaksin!
Ve bir gün gelip, beni anlayacaksin.
Oysa; vakit çoktan geçmis olacak
Ama sen yine de sözlerime aldirma.
Gözlerin zamansiz islanmasin.
Çünkü, artik çocuk degilsin
Günesin nereden dogdugunu bilirsin
Baska bir Istanbul olmadigini bilirsin
Ve seni nasil sevdigimi bilirsin
Ama gitmek istiyorsan, yine de sen bilirsin...
Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki...
Para ucuz bir başarı.
Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.
Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.
Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki...
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.
Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.
Bir tanem!
Son mektubunda:
'Başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.
'Seni asarlarsa seni kaybedersem;
diyorsun;
'yaşıyamam! '
Yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin
kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlılarda
ölüm acısı.
Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
Fakat
emin ol ki sevgili;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
Nazıma!
Ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
Karım benim!
İyi yürekli
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim:
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
Haydi bunlara boş ver.
Bunlar uzak bir ihtimal.
Paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
Ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı.
de gülüm! De ki: ela bir günde gelecegim
istanbul darmadagin olacak, saçlarim
darmadagin. Hepsi, darmadagin!
üzülme gülüm! Toparlanacagiz, birlikte,
ayaga da kalkacagiz, yürüyecegiz de gülüm
hem de çelikten topragini dele dele hayatin!
de gülüm! De ki: bitmistir umut, bitmistir
sevgi, bitmistir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemisligi ögretecek, tattiracaktir
hasretten-hakikaten-ten degistiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hirslarimiz, acilarimiz gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alisacak..
göreceksin-sevinçten aglayacaksin gülüm-ki
iste o vakit bana-dogrudur!-
sair olmak, seni sevmek pek çok yakisacak!
bak! siirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çikartilacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artik hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalniz, umarsiz kalmayacak!
Galata’da dostu varmış,
Mahpushanede postu varmış,
Rizeli Ali’nin.
Çok kahrını çekmiş denizin,
Anlattı bana:
Bu yıl balık vurmamış dalyana
Yuh olsun be!...diyor:
Şu koca, koskocaman denize,
Metelik bile vermedi bize.
Canına yandığımın dünyasında,
Parasız yaşanmazmış,
Tütünü yokmuş tabakasında;
Dost varmış,
Düşman varmış,
Şu canına yandığımın dünyasında.
Yer imleri