ömrÜmde bir kere yÜrekten sevdim
Onuda hemen kaybetim
Kaderimde senden ayrılmak varsa
Yaşamanın ne önemi var artık..!
Batırır hançeri kalbime o son sözler
Hiç dÜşÜndÜn mÜ bu gönÜl sensiz neyler
Sensiz dÜşermi sandın takvimden gÜnler
Sende bırakıp gideceksen eğer
Yaşamanın ne önemi var artık..!
Ayrılık hançeri oturdu yÜreğime
Söz dinletemiyorum ağlayan gözlerime
Hayatıma kastın varsa susma söyle
Beni bırakıp gideceksen çaresiz böyle
Yaşamanın ne önemi var artık..!
Artık kalmadı gÜcÜm dermanım
Savrulur rÜzgarda etrafa göz yaşlarım
Seni dÜşÜnmekle geçer her anım
Terkedip gideceksen eğer sevdalım
Yaşamanın ne önemi var artık..!
Bu aşk uğrunda savaşmaktan yoruldum
Ayrılık rÜzgarıyla sararıp soldum
Son sözlerin oldu benimde sonum
Bu kalp sensiz atacaksa eğer gÜlÜm
Yaşamanın ne önemi var artık..!
SEN OLMAYACAKSAN ARTIK BU UFACIK KALBİMDE,
SöYLESENE;YAŞAMAMIN NE öNEMİ VAR ARTIK..!
Beni sen akşamcı ettin
Hayal sevgilim
Elde kadeh
Dilde sen
Her akşam bu sofrada bir rüzgardır esen
Yıldızlara isimler verdim kendimce
Biri hayal
Biri gurbet
Biri hasret
Biri hep o güzel memlekettir memleket
Sokaklarında büyüdüğüm seninle
Buluştuğum gözlerinle
O güzel memleket bir yıldıza adını verdi
Akşamları göğe kaldır başını seyret
Belki geçmişin ışıkları henüz sönmemiştir
Belki resimler kaybolmamıştır
Belki isimler unutulmamıştır
Belki batmayı unutmuş güneşler vardır gökte
Seyret aynaya bakmadan seyret gökyüzünü
Bir yıldız göz kırpıyorsa
Veya bir ışık kayıyorsa
Benim kadehimdir şerefine kalkan
Işıklara doğru
Sana doğru
Şiirler geliyor gökyüzünden
Bu bilinmeyen hayal meyhanesinden
Beni kimse görmedi
Ben kimseye el sallamadım
Seninle meşguldum
Tanıdıklar görmüşse de ben onları tanımadım
İnanır mısın senden başkasını da pek sallamadım
Baharlar açıyor toprakla birlikte ben de canlanıyorum
Hayallerimi uçurtma yaptım
Gökyüzünde yalpa yalpa yalpalanıyorum
Birşey göremiyorum uzaktan sana uzanamıyorum
Adını çağıracağım bir kimse de yok
Hep yalnız yürümüşüm sokaklarda demek ki
Sana bakayım derken kimse kalmamış yanımda
Bir senin adın var aklımda
Onu da söyleyemem
Onu bağıramam özgürce
Adını tutukladım beynimde salıvermek yok
Havalandırma bile yasak
Voltayı hayallerimde atacaksın
Sen kimseye görünmeyeceksin
Gel be dünya, evinden atma beni hayata çok alıştım
Azraile satma beni
Sana söylerim beni vermezsen ellere
İsimleri itiraf ederim
Bir konuşsam sarsılırsın
Beni sen akşamcı ettin hayal sevgilim
Elde kadeh
Dilde sen
Meyhane beğen meyhanelerden
Küfürlere karıştı gecenin çığlıkları
Sesim sesine ulaşmaz
Aşk buna mı derler
Kavuşulmazsa büyür
Kavuşulursa erir
Ben seni seyrederdim
Köşeden
Arkana takılırdım anlamazdın akşam üstleriydi
Bizlerle pek oynamazdın
Bir yakan toptu son oyunumuz
Ellerin ellerimi yaktı
Gözlerin gözbebeklerimi
Bisikletimde kaldı sıcaklığın
Bisikletim yok şimdi
Beni sen akşamcı ettin
Hayal sevgilim
Elde kadeh
Dilde sen
Bir de o zümrüt gözlerinde öpüşen
Mutlu çocuk
Nereye yolculuk bile demeden
Gittin evlendin
Seslenemedim
Seni hiç görmedim
Ben ölmedim
Sen ölmedin
Neredeydin bilemedim
Bir tebrik de edemedim
Şimdi eski dostlara rastlıyorum
Herbiri bir yerde
Kimi okumuş kimi zengin
Kimi mutlu
Kimi bezgin
Ben bir dünya tatlısı ile evliyim şimdi
Dünyaya bunca bağlanmam onun eseriydi
Şiirler yazdım ona şarkılar oldu
Bu kadeh onunla doldu
Seni inattan soruyorum herkese
Daha neler var bu şiir devam ederse
Bırakma hayallerimi
Hayal güzelim
Ben akşamcıyım
Sen akşamsın
Bir güzel bestede şarkısın dinlediğim
Bir özlemsin bitiremediğim
Dün gibi herşey oysa
Dün gibi ama
Zamana şehir de dayanamamış
Yıkılmış
Sokaklar süklüm püklüm
Ağaçlar büyümüş ve çürümüş
Bizse yaşamadıklarımıza inat saçlarımızda beyazlar
Sokaklarda maziyi arıyoruz
Yanılıyoruz dostum
Yanılıyoruz
Zaman geldi biz ayrılıyoruz
Ben sana alıştım hayat
Darılırım gidersen
Bir daha yüzüne bakmam
Şerefsizim yanına bile gelmem
Bu şiir uzayacak
Hayal güzelim
Yorulduysan git
Laf lafı
Laf mısrayı açıyor
Bende uyku yok
Zaman azaldıkça
Uykum kaçıyor
Daha uzun kalmak ayakta
Sanki daha uzun yaşamak gibi
Hiç uyumasam ömrüm iki katına çıkar mı
Aldanmak mı yoksa hayallerim
Ömür nedir
Hayat nedir hayal nedir
İşte şu oturduğum sedir nelere şahittir
Ben bilmem o da dünyada ben de
Belki o sedir daha bir kıymetlidir
Herşey izafi hayal sevgilim
Güzel
Çirkin
İyi
Kötü
Uzun
Kısa
Ve daha neler neler
Adına sıfat dediğin ya da nitelik
Asıl olan
Mutlakla birliktelik
Sazlıklarda bir kamış
O kamış neye yaramış
Diye sorma
Kamış kamış olmuşsa mutlaka
Birşeye yaramıştır
Hani insan insan olmuşsa da aynısıdır
Palavra gayrısıdır
Ben bıkmadım yaşamaktan
Yaratan bıktırmasın
Aşk ile yansın yüreğim
Ayakkabım sıktırmasın
Haşim adam bıçaklıyor mu sokaklarda
Yükseli dövdüler mi kapıda
Vay anam ne kıymetliymiş gözlerin sen hala kaçır onları
Mahallenin bebeleri birbirine girsin senin için
Elyüz kan içinde elin oğlu şenli
Bizi bize kırdırttın
Güzeller güzeli
Hayal şehrin hayal kızı
Helal olsun sana
Akan kanlar yoluna şerbettir senin
Beni sen akşamcı ettin hayal güzelim
Ötekiler ne oldu bilmem
Biri emekli olmuş
Öbürü elini tornaya kaptırmış
Biri de terörist dediler
En akıllısı manifaturacı, müteahhit
Kapatmış hayal şehrin arsalarını
Sonra önüne gelene satmış
Ben kiraladım yanındaki meyhaneyi
Parasız mey satarım karşılığında muhabbet
Ben sana hapsoldum müebbet
Yine de diyorum kendime be adam haline şükret
Ya idam olsaydı cezan
Af da etmezdi devlet
Bu şiir ah bu şiir seni bana getirsin
Ne işim varsa beni alıp bitirsin
Sesler uzakta kaldı
Yaşlar yaş olmaktan çıkmak üzere
Bu şiir seni bana getirecek mi bilemem
Ama ben kalkıp gideceğim uzaklara
Aklımı bırakıp
Aşkımı bırakıp
Bir de yakamı bıraksam
Kurtulacağım
Sana bir sepet çiçek yollayacağım
İsimsiz
Bir kucak şiir
Bitimsiz
Ellerimde güller açmış
Sabah çiğleri üzerinde
Fırından sıcak ekmek kokusu yayılır
Çocukluğumun istüne
Uyanmak ne de zordur okul varsa
Sen uykularımı bölerdin
Buğdaylı rüzgar kokusuyla
Büyüdük herşeyi büyüttük
Aşkı
Hasreti
Milleti
Sen neredesin ey sevgili
Sevdinse…Beş il, on beş il nedir,
Bütün ömrün boyu gözleyeceksen.
Ne boyda zülm etse sevgili sene,
Sevdinse…"her zülme döz",- deyeceksen.
Sevdinse… Kölgeye dönüb her zaman
Sen onu her yerde izleyeceksen.
Sevdinse…qem içib, derd udacaqsan,
Onu unutmagı unutacaqsan.
Zererin xeyirdir, xeyirin zerer,
Sevdinse…Günahin içinde haqsan.
Onu unutmaga calışsan, eger.
Sen özün özünü unudacaqsan.
Sevdinse…qanqalı gül bileceksen.
Her esen yarpağa kovreleceksen.
Sevdinse…ne dünen, ne de bu günsen,
Sevdinse…hemişe sen geleceksen.
Sevdinse…bir ömrün ilk sabahısan,
Dünyanın en böyük xeyirxahısan.
Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilirde hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü
Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliği anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün
Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı: Belki yarın
Okşarken kalbimi karbeyaz bulutlar,
Duman renkli güvercinler konarken dudağına gökyüzümün,
Afet-i başlattı birden gidişin.
Org melekleri uçuştu
Ellerime dokundu sevda remilli bir cinayet.
Devlet arması koparılmış bir zafer tacı gibi,
küle ve tuza bandın bu sevdayı.
Gidişin gönlümdeki yanardağın patlamasıydı
Ve bir bir eritmesiydi uvuzlarımı...
Perdeler indi,tozlar uçuştu,gözyaşı yağmur oldu
Yandım ateşlerle dondu toprağım
Ve gördüm hasretinle çürüyen günlerimi...
Sürüklendim sonra,tutarak bir atın yelesinden
arasından geçtim insanların,bir gürültüyle
duyan olmadı.....
Dağlara çıktım sonra,
en keskin şarkıları dillendirerek yorgun dudaklarımla,
geçmişi seyrettim gözbebeklerimin içindeki suzişanla..
Parçaladım hücresini yaşamın,
suyu havaya ekledim,ikisini toprağa.
Toprağı dinledim yalınayak aştım koruları
Ama yinede o mutad işaretini bulamadım,vaad ettiğin cennetin.
Çırpınmayı bile unutmuş bir serçe gibi,
Sakladım,sol mememin altındaki cevahir'de,kanatlarımı.
Kadınlığın böyle karşıma dikeldikçe utandım,
Savaşamadım içimdeki yangınla.
Hayatla katlayamadım genç yaşımı,
Yirmimde çarptı beni bu ayrılık firak-ı.
Perdeler çekili,kapılar sürgülü,bahçe duvarları yıkık,
Yazlar,baharlar yokuş aşağı yuvarlandı
Deli bir poyraza döndü hayatım.
Gidişin yanardağın patlamasıydı
Ve bir bir karartmasıydı düşlerimi.
Bizans surları,Osmanlı bedestenleri ve
Hünkar camileriyle,
Aziz İstanbul'da güneşe açık bir pencerem kalmadı.
Pendik sırtlarında yorgun,telaşlı,eskimiş,
solgun ve acılı bir 'ben'varım şimdi...
Gittiğin bu yerde karanlık bir tomurcuk bıraktın senden arda...
Şimdi gözyaşlarım avuçlarımda bir alev topu.
Oku kadınım,OKU! ! !
Ayırma gözlerini kelimelerden
ve istersen bir günlük doğan bir böcek gibi
düşünme hiç yarını...
Sadece oku ve hisset kelimelere işlediğim kalp yangınımı,
sez sana olan bağlılığımı.
Oku kadınım,OKU! ! !
Yüreğimin yangınını döktüm bu satırlara
Alev alan kağıdı söndürmeye çalıştım gözyaşlarımla,
Şimdi elinde,yarı yanık,yarı yaş bu şiirim
Bin asırlık uzun bir gecenin eseridir.....
Oku kadınım OKU! ! !
Ve artık geri dön.
Çünkü;
Gidişin yüreğimdeki yanardağın patlamasıydı
Hani gözler yalan söylemez derler ya
Sen bana yalan söylemedin
Yaşamanın bir yalan olduğunu
Gözlerinle sensizliğin acısını gösterdin.
Dikenli ellerini, ellerime deydirdin
Acı çekiyordum ama ellerinde ölmek istiyordum
Öylesine kaptırdımki kendimi
Her acına katlandım
Kendi acılarımı unuttum.
Sonunu bile,bile içime çektim seni
Yara alırsam kapanmayacağını biliyordum
Sarıldım, her saniyesi cennetti bana.
Bir kelebeğin ömrü kadar zamansızdı
Ama ben o kelebek gibi uçamadım
Onun gibi çiçekten çiçeğe gezmedim
Hiç bir şeyden tat almadım
Yer imleri