Sayfa 1/8 123 ... SonSon
71 sonuçtan 1 ile 10 arası

BİR HİKAYEDİR YAŞAM

  1. #1
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201

    BİR HİKAYEDİR YAŞAM

    HİKAYE YAZMAYI SEVİYORSANIZ YADA BEGENDİĞİNİZ HİKAYELER VARSA PAYLAŞIMDA BULUNALIM...

    BEN YILLAR ÖNCE YAZDIGIM BİR YAZIYLA BAŞLIYORUM :!: :!:

    SİZİN YAZDIKLARINIZ YADA BEGENDİĞİNİZ YAZILARDA OLABİLİR

    ___________________________________

    Tatlı meleğim, dostum, canım benim. Kurduğumuz hayalleri, paylaştığımız sevinçleri, tattığımız hüzünleri, gerçek olan hayallerimizi, masum gözyaşlarımızı ve söylediğimiz şarkılarıda yanında götür. Sevincine sevinç ekle, git hayallerinin peşine ve dönüşün muhteşem olsun...O mezuniyet gününden sonra hayatlarımız başka yönlere savrulsada tek dileğim gittiğin yerde aradıklarını bulman! Kimbilir bizleri, büyük şehirlerin temiz kalpli kızlarını küçücük bir kentte dert ortağı yapan kader, birgün tekrar biraraya getirecek ve belki de bu o kadar uzak değil Kendinle iyi anlaş arkadaşım, su gibi git gel, gülücükler eksik olmasın güzel yüzünden, bizleri de unutma sakın..

    canım arkadaşıma hitaben yazmıştım

  2. #2
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    pes yani bu forumda bu kunu tehsil başlıgındamı olur :evil: insan bir edebiyat başlığı atar..bizde turk ve azeri eserlerinden örnekler yazarız..valla başkalarına hakvermeye başladım artık :evil: :evil:







  3. #3
    Guest

    _güzel hikaye

    güzel hikaye

  4. #4
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Yer
    Muğla-Bursa
    Mesajlar
    411
    Alıntı mystrey Nickli Üyeden Alıntı
    pes yani bu forumda bu kunu tehsil başlıgındamı olur :evil: insan bir edebiyat başlığı atar..bizde turk ve azeri eserlerinden örnekler yazarız..valla başkalarına hakvermeye başladım artık :evil: :evil:

    Başkaları derken benden mi bahsediyon kıs


    haa bide hitab güzel olmuş ben kendi yazılarımı yazmasam da olur galiba

  5. #5
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    evet seni kastediyorum inan haklısın konuya bak başlıga bak :evil: :evil:

  6. #6
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Yer
    Muğla-Bursa
    Mesajlar
    411

    Gül KIZ

    GÜL KIZ

    Genç adam, işe giderken hergün yolunun
    üzerindeki güllerle dolu bahçeye bakmadan
    geçemezdi. Her sabah o rengarenk güller içini
    neşeyle, sevinçle dolduruyordu. Günler geçtikçe
    güllere bakan gözleri, bahçedeki eve takılmaya
    başladı . Çünkü, son günlerde o evde, tül perdenin
    gerisinde bir genç kızın silüetini görüyordu. Her
    geçişinde güllere ve pencerede belli-belirsiz görünüp
    kaybolan genç kıza bakmadan edemiyordu.


    Bir sabah her zamankinden daha erken yola çıktı.
    Bahçenin önüne geldiğinde yüreğinin titrediğini,
    içinin ürperdiğini hissetti; her gün tül perdenin
    arkasında gördüğü kız, bahçede gülleri suluyordu.
    Güzel kız, genç adamı görünce yüzü kızararak içeri
    kaçtı. Genç kızın hayali gözlerinden kaybolmasın
    diye gayret eder gibi gözlerini sabit bir halde bir
    güle dikerek öylece kalakaldı. Gördüğü güzelliğin
    etkisinde kalmış, sevdalandığını düşünüyordu.
    Genç adam, artık hergün bir öncesine göre
    biraz daha erken geçiyordu, kızı tekrar görürüm
    umuduyla. Fakat tüllerin gerisinde görünüp kaçan
    bir silüetten başka şey göremiyor, kahroluyordu.
    Genç kız da her sabah heyacanla tüller arkasına
    geçiyor, genç adamın gelmesini bekliyordu.



    Bir gün, genç adam bahçenin önünden geçmedi.
    Genç kız gün boyunca boşuna bekledi. Ertesi gün,
    daha ertesi gün yine boşuna bekledi, genç adam
    gelmedi. Genç kızın yüreğine hüzün doluyordu.


    Başka bir gün, yine umutsuz gözlerle yola
    bakarken, bir grup insanın omuzlarında tabutla
    geçtiklerini gördü genç kız. Aklından geçen
    korkunç düşünceden tüm vücudunun titrediğini
    hissetti, yüreği sıkıştı; yoksa genç adam ölmüş
    müydü !.. Genç kız yine hergün tüllerin arkasına
    geçiyor, boş gözlerle dışarı bakıyordu. Yüzü de,
    artık bakmadığı, sulamadığı gülleri gibi soluyordu.



    Genç adam bir gün yine geçti bahçenin önünden.
    Bir aydır yattığı hastaneden sonunda çıkmış,
    ilk iş olarakta güllü bahçenin önüne gelmişti.
    Ama ümit içinde geldiği bahçenin önünde, gülen
    yüzü asıldı; bahçedeki güller solmuş, pencere kara
    perdelerle sımsıkı kapatılmıştı. Genç adam yolda
    oynayan çocuklara sordu; "Bu evde kimse
    yaşamıyor mu?" Bir çocuk; "İhtiyar bir kadın
    yaşıyor." dedi. Genç adam cevabını duymaktan
    korkarcasına, başka bir soru sordu ;
    " Burda yaşayan genç kız ne oldu ?"
    Çocuklardan biri atıldı; "O öldü."dedi, genç adamın
    yana düşen kollarını, yaşaran gözlerini görmeden
    başka bir çocuk atıldı; "Verem olmuş, dün öldü."



    Yıllar sonraydı, küçük bir çocuk heyacanla
    annesiyle babasının yanına koştu,
    güller arasında, sallanan sandalyede
    oturan ihtiyar adamı göstererek bağırdı;
    "Dedem gülüyor, dedem gülüyor baba !.."
    Koşarak ihtiyarın yanına gittiler, gülerken hiç
    görmedikleri yüzüne baktılar. Elinde bir gül olan
    ihtiyar adamın yüzüne, gerçekten bir gülümseme
    yayılmıştı; biten bir hasrete seviniyormuş gibi,
    yıllardır görmediği birine kavuşuyormuş gibi mutlu
    bir gülümseyişti bu. Fakat gözleri kapalıydı...

    Ahmet Ünal ÇAM

  7. #7
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    yaşanmış bir aşk hikayesidir bu hayatta hiç bir şeyi ertelememek gerektiğini anlatan..



    aşk ve ölüm

    9. sınıf

    şuan dersteyiz. yanımda dünya tatlısı bir kız oturuyor. yüzüne bakmaya kıyamıyorum. onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor. o benim en yakın arkadaşım. beni sadece arkadaşı olarak görüyor. nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...



    10. sınıf

    evdeydim arayıp erkek arkadaşıyla tartıştığını ve bana ihtiyacı olduğunu söyledi. sonra bize geldi. bana sıkı sıkı sarılıp ağladı. şuan dizimde uyuyor. saçlarını okşayıp o gül yüzünü doya doya seyrettim. ben onu o kadar çok severken o beni sadece arkadaşı olarak görüyor. nedenini bilmiyorum ama kendimden çok utanıyorum...




    11. sınıf mezuniyet balosu

    onunla çocukluktan beri arkadaşız. 8. sınıftayken birbirimize söz vermiştik lise sonda mezuniyet balosuna gidecek eşimiz olmazsa beraber gidecektik. beni aradı ve erkek arkadaşının hastalanıp gelemeyeceğini söyledi ve beraber gidebilir miyiz diye sordu. kabul etttimonu evinden aldım. balodaki en güzel kız oydu. bembeyaz elbisesiyle tıpkı bir melek gibiydi.. gece boyu dans ettik. kollarımdayken hep aynı şeyi düşündüm onu çok seviyordum . gece sonunda onu evine bıraktım. beni yanağımdan öpüp en iyi arkadaşı olduğumu söyledi. onu gerçekten çok seviyorum. ama o beni arkadaşı olarak görüyor. ona onu sevdiğimi nasıl söylerim. nedenini bilmiyorum ama kenmdimden çok utanıyorum...



    aradan yıllar geçti.. şimdi o canımdan çok sevdiğim meleğimi toprağa veriyorum. özel eşyalarının arasından kara kaplı bir defter çıkmış bana verdiler. okuyup okumamakta kararsızdım. açtım. bu bir günlüktü ve bir sayfasında şöyle yazıyordu...

    ....

    ''şuan dersteyiz ve yanımda dünya yakışıklısı bir çocuk oturuyor. yüzüne bakmaya doyamıyorum. onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor. beni arkadaşı olarak görüyor. erkek arkadaşım olduğu yalanını söyleyerek ve sürekli onunla ilgili yalanlar uydurarak yanında olabiliyorum. onu canımdan çok seviyorum. bana bir kerecik seni seviyorum deseydi dünyalar benim olurdu... ''




    ben bu satırları okurken meleğimi çoktan gömdüler. hıçkırıklarımı tutamıyorumgözümü mezarından alamıyorum. merak etme biriciğim ben de ben de seni çok seviyorum....


    alıntıdır.........

  8. #8
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    Anlatılacak şeyler olur bazen ama ne mümkün sıraya koyamazsın. Bazen isyan etmeye doğru giderken, bakarsın mutluluk karşında... Ve bir an çok mutlu olduğunda bir korku kaplar içini ya bozulursa dersin, o anı yaşayamazsın. Hayat bu işte bir varoluşun içinde kaybolmak(!) korkmak keşke bir fareden, bir yılandan korkmak olsa ama değil işte!!! En yakın bulduğun şeylerin seni ansızın terketmesi, canım dediğin her şeyden önce gördüğünün yılan oluşu vardır bide.. Yani yılanın kuyruğuna basmamış olsan da o seni sokmaya hazırdır. İşin kötü tarafı sen onu yılan yerine bile koymazsın. Evet yılan yerine koysaydın zehirleyeceğini bilir ve şuan olduğu gibi hemen ölmezdin...


  9. #9
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Yer
    Muğla-Bursa
    Mesajlar
    411
    Kalbim sızladı bu yazıları okurken...

    Bu aşağıdaki hikayeyi duymuşsunuzdur. Ben 4 sene önce ilk bir radyoda duydum bu hikayeyi. Sonra araştırdım buldum. Şimdi hatıra defterlerimin arasında. Sizle paylaşmak istedim..



    Cd ci Kız
    Küçük bir kasabada annesiyle birlikte yasayan Murat adında genç bir çocuk varmış.Murat ,fazlasıyla içine kapanık , sessiz ve sakin bir delikanlıymış.tüm arkadaşlarının birer sevdiği varmış fakat Murat'ın çok içine kapanık ,duygularını ifade edemeyen bir kişiliği olduğu için Murat'ın bir kız arkadaşı bile yokmuş. Arkadaşları bu yüzden Murat'la dalga bile geçerlermiş ara sıra.

    Bir gün genç çocuk yine elleri cebinde ,kafası öne eğik bir şekilde ilerlerken birden cdci de ki bir kız dikkatini çeker kız çok güzel ve masum görünüşte bir kızdır Murat durur ve kızla öylece birbirlerine baka kalırlar ve kız gözlerini ayırır ve müşterileriyle ilgilenmeye devam eder.Genç çocukta yoluna devam ederken kalbi çok hızlı şekilde çarpmaya başlar.
    Herhalde aşk dedikleri bu olsa gerek diye düşünür.Genç çocuk yolda gördüğü her kızı o kıza benzetmeye ,gözlerini her kapattığında o kızı görmeye başlamıştır.Genç çocuk artık tamamen aşık olduğunu hissetmiş.Her gün cd dükkanına gidip bir cd paketletip alıyormuş ve cdci kızda gence gülümseyip gözlerinin içine içine bakıyormuş.Bu böyle haftalarca devam etmiş gencç çocuk artık kıza açılmanın zamanının geldiğini düşünüyormuş ama içinde bazı tereddütler varmış ya beni terslerse, ya benden hoşlanmayıp gülümsemeleri sadece müşterisi olduğum içinse ,diye düşünür.

    Genç çocuk bir gün tüm cesaretini toplayıp yine cd alma bahanesiyle cd dükkanına gider cd ci kızdan bu sefer dükkanın en ücra köşesinde ki cd yi ister kız o cd yi getirirken oda yazar kasanın kenarına bir not iliştirir.Notta:^^ Senden çok hoşlanıyorum ve sana telefon numaramı bırakıyorum ararsan sevinirim aramazsan bir daha gelmeyeceğim^^diye yazar.
    Daha sonra çocuk günlerce telefon bekler fakat cd ci kız aramamıştır.

    Aradan haftalar geçer ve cd ci kız dükkanı temizlerken Murat'ın bıraktığı o notu görür ve çok telaşlı bir şekilde numarayı çevirir.telefona gencin annesi çıkar.

    Cdci kız :
    -- Murat'la görüşebilirmiyim der.
    Murat'ın annesi ağlamaklı bir sesle :
    --oğlumu üç gün evvel trafik kazasında kaybettim der ve hıçkırıklara boğularak telefonu kapatır

    Kız yavaşça başını öne eğer sessiz sessiz ağlamaya başlar.

    Çocuğun annesi çocuğun odasına girer gardolabın kapısını açar onlarca paketli cd yere düşer annesi paketin birini açtığında
    ee yakışıklı bana ne zaman çıkma teklif edeceksin
    diye yazar...............

  10. #10
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Yer
    Yerixo
    Mesajlar
    1.946
    Çok güzel bir öykü... Bir şey de çıkardım... Etrafıma daha dikkatli bakacağım... Daha doğrusu bakacağım ve göreceğim...
    Şükr Allaha ki pişiklerin qənətləri yox... Olsa idi, göydə göyərçin qalmazdı... Allah kimə qənət verəcəyini bilir!

Sayfa 1/8 123 ... SonSon

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.