KUR’AN-I KERİM

“Peygamber de dedi ki; “Ey Rabbim, kavmim bu Kur’an-ı bir kenara itip bıraktılar.”
Furkan Suresi’nin 30. ayeti mealen böyle…
Peygamberinin şefaatine nail olmak isteyen ümmet Kur’an-ı bıraktı.
Her gün düzenli olarak Kur’an-ı Kerim’i açıp okuyan kaç kişi var?
İki günde bir .. veya haftada bir…
Kur’an-ı Kerim’den ne kadar uzak yaşıyoruz değil mi?
Ünlü bir romancının yahut yazarın kitabı çıktı mı hemen alan bizler sıra Kur’an’a geldi mi sırtımızı dönüyoruz.
Yemeye, içmeye, yatmaya, gezmeye, tozmaya, televizyona ve sair… her şeye zaman var ama Kur’an’a yok!
Oysa bizim en hayırlımız Kur’an-ı öğrenen ve öğretenimizdi.
Oysa Kur’an’da anlayanlar için öğütler var.
Kur’an-ı baş tacı yapanlar baş tacı edilir.
Ne yaman çelişki değil mi?
Geçenlerde Gana’daki kardeşlerimizin haykırışlarını duyduk.
Okumaya Kur’an’ları yoktu.
Bizimse evlerimizde birer, ikişer hatta daha fazla var ama okuyan yok
Hele bazıları Kur’an-ı anlamadığını söylüyorlar ya deli oluyorum.
Kur’an-ı anlamadığını söyleyenler tövbe haşa Cenab-ı Allah’a iftira attıklarının farkındalar mı acaba…
Yüce Rabbimiz Kelam Suresi’nin tam dört yerinde şöyle buyuruyor, mealen;
“Andolsun ki, Kur’an’ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?”
Evet düşünmüyor ve düşünmek istemiyoruz.
Oysa düşünmemiz gerektiği halde düşünmediklerimizden de sorgulanacağız.
Hele içine girdiğimiz bu mübarek üç aylarda biraz daha düşünelim.
Sırtımızı Kur’an-ı Kerim’e dönmeyelim.
Bir kere olsun Kur’an-ı Kerim’e mealinden de okuyalım.
Göreceksiniz ki tadına doyum olmuyor.
Kimsenin kimseye fayda veremeyeceği o gün gelip çatmadan,
Resul-i Ekrem (s.a.v.) bizi Rabb’i Rahim’e şikayet etmeden,
Duvarlara astığımız, sandıklara koyduğumuz veya henüz evde bulunduramadığımız!
Kur’an-ı Kerim’lere sarılalım.
Çünkü kurtuluşumuz onda!


alıntıdır.....çok guzel bir yazı paylaşmak istedim...

Allaha emanet ile...