3 sonuçtan 1 ile 3 arası

TürkLer hakkında söylenen 40 söz! ....

  1. #1
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Yer
    BOLU & İGDİR
    Mesajlar
    12

    TürkLer hakkında söylenen 40 söz! ....

    TÜRKLER HAKKINDA SÖYLENENLER

    İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının
    namuslu
    olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını
    şereflendiren
    bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar
    vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip
    kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup
    edilemezler"
    Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru


    "Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir
    kasırgaya,
    korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost
    yanında ve
    silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül
    açan
    bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek
    tabiatı
    da inciten bir gaflet olur."
    Tasso - İtalyan Şair


    "Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt
    edilmeyecek
    olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan
    bir
    köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu
    orada
    görüp öğrenirsiniz." William
    Martin


    "Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş
    imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir.
    Dini,
    sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve
    hayranlık
    kaynağıdır."
    Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.

    "Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ
    nehri
    önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman,
    tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni
    parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün
    esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar
    bana
    yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da
    değilim;
    istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin
    esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar
    alicenap,
    bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak
    yaşamak, bilsen ne kadar tatlı."
    Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)

    "Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen
    bir
    milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan
    ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan
    bol
    bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir
    engel
    var: Türklerin yaşayan hatıraları!
    Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de
    silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte
    bu
    korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de
    yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare
    etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor
    fakat
    kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar."
    M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)





    "Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak
    bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur.
    Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır."
    İbn-i Hassul

    Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek
    yüce
    asalet ona tabiatın hediyesidir.
    Pierre Loti



    Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren
    bir
    sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır,
    uygarlıklar
    yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten
    Avrupa'nın
    yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün
    olamazdı.
    Çarnayev(Rus Komutan)

    Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak,
    katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış
    bir
    pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan
    asker
    gibi uyanık yürür.
    Moltke

    Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli
    insanlarıdır.
    La Martine

    Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
    Towsend (İngiliz Komutan)

    Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin
    temeli
    olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve
    kötülüklerden
    korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze
    çarpıyor.
    Auguste Comte

    Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için
    elmas
    veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları
    süslemiş
    ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk
    kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.
    Lady Mary Wortley Montagu

    Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif
    tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek
    mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz,
    ayışığı
    gibi görülür fakat gösterilemez.
    Decamps (fransız ressam)

    Türkler yaman binicidirler. Türkler hücumunda düşmanı bir yaprak gibi
    çevirip bozarlar.
    Câhiz (Arap Bilgini)

    Türklerin yürekleri temizdir. Onlarda batıl fikirler, basit düşünceler
    yoktur.
    Semame İbn-i Eşreş (Arap Bilgini)

    Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç
    getirirler.

    Comenius (Çek Bilgini)

    Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık
    yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.
    William Pitt (İngiliz Devlet Adamı)

    Türk, Heredot'tan, Tevrat'tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir
    ulustur.
    Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen
    bir
    yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs
    kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve
    alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.
    (Ünlü Tarihçi) Hammer

    Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti
    tuttuğu
    eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü
    günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde
    her
    zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir.
    Comenius (Çek Bilgini)

    Türkler muhakkak ki Avrupa tarihinin ve yakın Asya tarihinin bildiği en
    halis efendi millettir.
    Kayzerling

    Her Türk'ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. O
    hayata
    ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir.
    Molkte

    Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türk'ün eli, yendiği insanların
    yarasını sarmakta da ustadır.
    Lord Byron

    Türk korkmaz, korkutur. Bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi
    işe
    el atarsa başarır.
    Semame İbn-i Eşreş

    Türkçeyi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk'ü
    anlamak
    için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten
    zevksiz bir perde oluyor.
    Gelland (Fransız Bilgini)

    Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse
    çekinmeden
    canını feda eder.
    Albert Einstein

    Artık Türklerle savaşmam. Onlar çok cesur ve iyi insanlar.
    Andreas Phitiades

    Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar, diğeri Türkler.
    Albert Sorel



    Türk toplumunda kişisel nitelik ve değer dışında hiçbir şeye önem
    verilmez.
    Baron Büsbek

    On ulusun, on yiğit adamının gücü tek bir kimsede toplansa yine bir
    Türk'e
    bedel olmaz. Türklerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir.
    Eğlenceleri
    ise attır, silahtır. Türklerin doğrulukları ve namuslulukları ne kadar
    övülse yeridir.
    Charles Mcfarlene

    Türk milleti ikibin yıldır profesyonel askerdir. Bütün Türklerin
    mesleği
    askerliktir.
    Donaldson

    Dünyanın hangi ordusuna sorarsanız sorun, Türk askerinin karşısında
    düşünmenin hiç de kolay olmadığını veya olamayacağını size söyler.
    Donaldson

    Türklerle dost ol ama düşman olma.
    Gianni de Michelis

    Dünyada, Türklerden başka hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz.
    Hamilton

    Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker
    yoktur.
    Hamilton

    Türkler devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf ustadır.
    Ülkeleri
    değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırışlar arasında
    sarsılması
    hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır.
    Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler
    vardır
    ki uygarlık için birer süs olmaktadır.
    Hammer

    Çanakkale'de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler
    yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı
    ile
    savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim.
    Sir Julien Corbet

    Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız.
    Yalnız ona iyi bir komutan gerektir.
    Mulman

    Toplumsal düzenin Türkler arasında kurmuş olduğu ilişkilerin hepsinde
    temiz
    yüreklilik ve iyi niyet hakimdir. Vatandaşların birbirlerine karşı
    borçlu
    oldukları işlemleri yapma ve yerine getirmeleri için başka ülkelerde
    olduğu
    gibi senetleşmeye yani yazılı belgeye ihtiyaçları yoktur. Çünkü onların
    övülmeye değer hallerinden biri de verdikleri söze genellikle sadık
    kalmaları ve karşılarındakini aldatmaktan, güveni suistimal etmekten
    çekinmeleridir.
    Monradgea D'ohsson

    Kendi ulusuna karşı bu kadar dürüst ve cömert olan müslüman Türkler
    hangi
    mezhebe bağlı olursa olsun aynı dürüstlüğü yabancılara karşı da yapar
    ve
    yerine getirirler. Bu noktada müslümanla müslüman olmayan arasında
    hiçbir
    fark gözetmezler.
    Monradgea D'ohsson

    Türk'ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir. Haksız saldırılar ve
    adi
    iftiralar önünde Türk'ün vakur kalışı, kuşku yok ki
    körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere
    acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap
    oluyor.
    Pierre Loti

    Türk'ün ahlaki seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle değil
    çevrelerinde fenalık görmemek suretiyle oluşur.
    Thomas Thorsten

    "Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu
    kahraman
    milletin tarihi eski ışığını bulacaktır."
    Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı

    ALINTIDIR.................

  2. #2
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    4

    Selam

    Güzel Derlemişsin Arkadaşım Eline Koluna Sağlık


    Ne olsa Biz Türk ler Hz. Muhammed in Övdüğü Necip Bir Irkız Kırk Değil Kırk Bin Söz Dahi Türk ün Kudretini Anlatmaya Yetmez Bence. Ve bu Sözler Bizim İçin Değil Ecdadımız İçin Sölenmiş İnşallah Bizlerde Bu Sözleri Hakedecek İşler Başarıp Ecdadımıza Layık Olabiliriz.
    Adamın Adamı Değil Davanın Adamıyız.

  3. #3
    Member
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Yer
    Bursa-Türkiye
    Mesajlar
    40

    Türk sözcüğünün anlamı; “Güçlü, kuvvetli, miğfer, türemiş, şekil kazanmış” demektir. Türk kelimesinin geçtiği ilk devlet, Göktürk (Kök-Türk) imparatorluğudur. Orhun Kitabelerinde Türk kelimesi, bazen Türk, bazen de Türük olarak yazılmıştır. 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud; “Türk adının Türkler’e, Tanrı tarafından verildiğini belirterek, Türk adının “Gençlik, kuvvet, kudret ve olgunluk çağı”demek olduğunu belirtir.

    Göktürk kağanı Bilge Kağan kitabesinde günümüz Türkçesi ile Türk ve Türkler hakkında şu önemli açıklamalar yer almaktadır; “Türk milletinin adı-sanı yok olmasın diye, beni, o gök tanrı, kağanlık tahtına oturtmuştur... Babamızın ve amcamızın kazanmış olduğu, milletin adı-sanı yok olmasın diye, Türk milleti için, gece uyumadım, gündüz uyumadım. Küçük kardeşim Köl Tigin ile... Ölürcesine çalıştım kazandım... Tanrı lütfettiği için, ben kazandığım için, Türk milleti kazanmıştır. Ben kazanmasa idim, Türk milleti ölecek idi, yok olacak idi. Türk beyleri, milleti. Böyle düşünün! Böyle bilin!.. Türk beyleri Türk adını terk etti. (Babam Kağan) Türk töresini terk eden (beyleri ve ) milleti, ecdadımızın töresince eğitmiş ve yetiştirmiş... Türk ve Oğuz beyleri, milleti işitiniz-duyunuz. Yukarıdan gök çökmese, aşağıda yer delinmese, Türk milleti, senin ülkeni ve töreni kim bozabilecek idi. Türk milleti! İrkil! Kendine gel!..” demektedir.

    Türkler, dünyanın en büyük 8 devletinden 3’ünü kuran bir millettir. Türkler, kavimler göçü (375) ile İlk Çağ’ı kapatmış, Orta Çağ’ı başlatmış, İstanbul’un fethi ile (1453), Ortaçağ'ı kapatıp, Yeniçağ'ı başlatmış olan çağlara yön veren bir millettir. Türkler, üç kıtada hüküm sürmüş, miladi iki bin yılının yarısında dünya hakimiyetine sahip olmuş ve hakimiyet yıllarında dünya barışını sağlamış yegane bir millettir.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “Türk Kimdir?” sorusu sorulunca, Atatürk; “ Bana bir kalem ve kağıt getirin” der ve sorulan sorunun cevabını kağıda şunları yazarak cevaplandırır; “Bu memleket dünyanın beklemediği asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en aşağı yedi bin senelik Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı.

    Onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiatın çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk, budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

    “Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilir, dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir.


    Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak, yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanıyor? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekir.”

    Katolik Avrupa tarafından kendisine Hıristiyanlığın şövalyesi unvanı verilen Boğdan Beyi Büyük Stefan'ın ölüm döşeğin de, evlatlarına gayet ibretli bir şekilde:

    “Belki de yakında himayeye muhtaç olacaksınız Asla Rus'a yanaşmayın. Haindir, sizi yok eder. Fakat kendinizi Türklere emanet edin. Adil ve merhametlidirler” diyerek nasihat etmiştir.

    Lozan görüşmeleri sırasında İngiliz Başvekili Lloyd George'nin: “Türklerin, şimdi hak istedikleri Anadolu'da nesi var? Orada medeniyet vesikası olarak ne kalmışsa Yunan'ın, Roma'nın, Bizans'ındır Türklerin Anadolu'daki evleri sazdan ve kerpiçten harabelerden ibarettir. Şimdi böyle bir âlemi veya onun güzel parçalarını Türklere nasıl bırakırsınız?” demesi üzerine henüz aklını ve vicdanını yitirmemiş bir batılı düşünür olan Eugene Pitard ın Cenevre'nin ünlü bir gazetesinde Lloyd George'a cevap olarak: “Efendiler, Konya'daki İnce Minare'nin kapısı ile, İstanbul'daki muhteşem Süleymaniye'nin kubbelerini yapan millete karşı böyle söylenemez. Haddinizi biliniz...” diyerek gerçeği tam yansıtan bir cevap vermiştir.

    Bu Millete Uşaklığı Öğretemedim

    İngiliz Kralı VIII. Edward İstanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Atatürk, ziyafetten önce:

    - “Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz.” dedi.

    Sonunda İngiliz sofra merasimini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular... Akşam, Kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk’e dönerek:

    - “Sizi tebrik eder ve size teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim” diyerek memnuniyetini bildirdi.

    Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a dönerek:

    - “Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim” dedi. Bütün sofradakiler Atatürk’ün zekâsına hayran oldular. Atatürk garsona da “görevine devam et” emrini verdi.

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.