Keşke"lerden korkarım...
Çünkü bir yanıyla insanı suyun dibine çeken ayağına bağlanmış koca bir kaya parçası gibidirler...
Her "Keşke söyle olsaydı Keşke böyle yapsaydım" deyişinde biraz daha batarsın.
Her "Keşke" deyişinde gücün biraz daha tükenir, gelecek biraz daha uzaklaşır, geçmiş daha da sıkı yakana yapışır...
"Keşke"lerden korkarım...
Çünkü bir yanlarıyla da yalandırlar, söyleyeni kendine inandıran en havalı yalanlardandırlar...
"Keşke affedebilseydim seni" dersin söz gelimi... Ama affet o zaman, şimdi affet! Ne duruyorsun! İstiyorsan affedersin, keşkesi var mı?
"Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler" dersin söz gelimi... Ama niye topu taça atıyorsun, neden kendi kararlarını yok saymaya çalışıyorsun, keşkesi var mı bunun?
Yalnız bir dakika...
Karıştırmayalım. Pişmanlık ap açık ve insanca bir histir. Hele sessiz pişmanlıklar vardır; Boynu bükük, gözleri buğulu ve soylu pişmanlıklar vardır ki, yakışır insana. Ve elbette güzel "keşke"ler de vardır! Zaman tam en güzel yerinden yakalamışken bizi, birden bire
içimizden fışkıran özleme ayak uydurup "Keşke burada olsaydı" diye yazıklanmak mesela, böyledir.
Benim itici bulduğum "Keşke"lerse , vesvese illetleri ve kaderle didişmekten yorulmayan hırsların mızıldanmalarıdır.
Keşke defterimizden silebilseydik bu "Keşke" leri...
Bu durumda hangi "Keşke" fayda eder?
Yer imleri