2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Yazarlar

  1. #1
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    157

    Yazarlar

    Sevdiyiniz yazarların maraqlı meqalelerini forumçularla bölüşe bilersiniz !


    Zengin ve yoksul

    Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı sevgili Kemal Derviş, Cenevre'de yapılan "Ticaret İçin Yardım" konulu toplantıda dünyanın tablosunu şöyle anlattı:
    "2 yüzyıl kadar önce, 1820'de en varlıklı 10 ülkenin vatandaşları, en yoksul 10 ülkenin yurttaşlarından 3 kat daha zengindi. Bugün bu oran 50 kata yükseldi." Küreselleşmenin zengin-yoksul uçurumunu kıyameti koparacak kadar derinleştirdiğini gösteren başka veriler de var:
    - Dünyanın en zengin ve en yoksul yüzde 2'si arasındaki gelir farkı son 20 yılda 1'e 30'dan 1'e 80'e çıktı.
    - En zengin yüzde 20 nüfus dünya gelirinin yüzde 80'ini alıyor, en yoksul yüzde 20 nüfus ise sadece yüzde 1'ini.
    - En zengin 225 kişinin 1 trilyon doların üstünde olan servetleri, en yoksul 3 milyar insanın bir yıllık gelirleri toplamını aşıyor. Bir başka deyişle, 225 kişisel servet, dünya nüfusunun yarısını bir yıl boyunca yaşatacak büyüklüğe ulaştı.
    Herhalde gelecek yıl bu rakam 3.5 milyar kişiye ulaşır. Çünkü hem zenginler servetlerini sürekli katlıyor, hem de yoksullar çığ gibi büyüyor.
    Örneğin sadece Çin'de 300 binin üstündeki milyonerler ordusuna her gün 77 kişi katılıyor. Ama bir yandan da bu ülkedeki köle işçilere (Sadece boğaz tokluğuna ölesiye çalıştırılıyorlar) her gün 95 kişi ekleniyor.
    Son verilere göre Çin'de serveti 5 milyon doları aşan 150 bin kişi var. Bunların 50'si dolar milyarderi, 2 bininin varlığı 100 milyon doların üstünde, 35 bini de en az 10 milyon dolara sahip.
    Kağıt üstünde komünist olan bir rejimde kapitalizmin ürünü olan bu yeni sınıf, 1.3 milyarlık insan okyanusunda farklılıklarını sergilemekten özel bir zevk alıyor. Nasıl? "Lüks"e düşkünlükle: "Cartier" saatleri Çin'deki butik zincirine önümüzdeki Mart'a kadar 25 halka daha ekleyecek. "Hermes" 2012'ye kadar dükkan sayısını 3 katına, yani 25'e çıkaracak. "Louis Vuitton", "Gucci", "Prada", "Versace" daha hızlılar: Her yıl en az 10 butik açıyorlar. "BMW", "Mercedes Benz", "Ferrari", "Lamborghini" talebe yetişemiyorlar. "Cadillac" ise rekor üstüne rekor kırıyor: Şu anda 40 acentesi var, 2010'a kadar 100'e çıkaracak ve siparişler çığ gibi büyüyor.

    "Oligarklar"ın yeni eğlencesi
    Lüksün her türlüsüne, dünya nimetlerinin tümüne ulaşan "Oligark" dediğimiz Rus zenginleri (Sayıları her yıl yüzde 15 artıyor) başka "Çılgınlıklar" arıyorlar, birkaç saatliğine de olsa yoksulluk dönemlerine dönmeyi deniyorlar. İsviçre'de onlara bu "Zevk"i tattırmak için şirket kuran uyanık bir girişimcinin yardımıyla kimi trenlerde bilet kontrolörlüğü yapıyor, kimi sokak çalgıcılığı ile dileniyor, kimi üçüncü sınıf restoranlarda garsonluğu deniyor.
    Çılgınlıkta sınır tanımayan Wall Street ise bu yıl "Bonus", yani yıl sonu primi rekoru kırmaya hazırlanıyor. New York Borsası'nın yalnızca 5 büyük bankasının "Altın çocuklar" dediği fon yöneticilerine dağıtacağı çekin tutarı 38 milyar doları geçecek.
    Bir yanda "Mortgage" krizinde (Dünya bankacılık sistemine maliyeti 2 trilyon dolar tahmin ediliyor) sadece evlerini değil varlarınıyoklarını yitirmiş yüz binlerce Amerikalı, bir yanda 38 milyar doları paylaşacak birkaç yüz şımarık genç.
    Ve bir yanda da "Sodom ve Gomore"yi aratmayan bu sefahat düzeninde çığlığını duyurmaya çalışan BM İnsan Hakları Komisyonu Raportörü Jean Ziegler' in çırpınışları: "Dünyada her gün 100 bin kişi açlık ve onun yol açtığı hastalıklardan ölüyor. Her 5 saniyede 10 yaşın altındaki bir çocuk açlıktan ötürü hayata veda ediyor."
    Siz bu yazıyı okuyuncaya kadar sadece Çin'de 4 kişi daha milyoner oldu, 5 kişi daha kölelere katıldı, gezegenimizde ise 40 kişi daha açlıktan öldü.
    Nasıl bir dünyada yaşıyoruz tanrım!

    ERDAL ŞAFAK

    26 /11 /2007 SABAH GAZETİ
    Ayaqqabım olmadıgından şikayet eleyirdim..
    Yolda gederken ayaqsız insan gordum..
    MEVLANA

  2. #2
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    157

    İnsanlık suçu

    İnsanlık suçu


    Bir borsa aracı kurumunun düzenlediği portföy yarışmasında katılımcılardan biri 100 bin lirayı bir ayda 517.945 liraya çıkardı. Nasıl? Vadeli işlemler piyasasında oynayarak.
    Bu yarışmacının sanal olarak elde ettiği yüzde 400'lük kazancı gerçekten başaranlar var. Özellikle şu sıralar.
    Bu köşeyi izleyenler hatırlayacak; 31 Mart'ta "Haydutlar" başlıklı yazımızda "Hedge fonlar"ın yoğun ve merhametsiz spekülasyonu nedeniyle pirinç fiyatlarının nasıl bir günde yüzde 30 arttığını anlatmıştık.
    Artış sürüyor. Yüzde 70'lere dayandı. Türkiye'de daha da fazla: Pirinç üç ayda yüzde 130 zamlandı. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, "Bazı spekülatörler"e bağladığı bu zammın geçici olduğunu, yeni sezonda dünya pirinç üretiminin yüksek beklendiğini, bu sayede fiyatların normal düzeye ineceğini söylüyor. Yanılıyor.

    Beslenme krizi kalıcı
    Çünkü dünyada buğday, pirinç ve mısır başta olmak üzere tahıl ürünlerinde arztalep açığı geçici değil. Birçok nedenden ötürü:
    - Gezegenimizde kişi başına düşen ekilebilir arazi sürekli azalıyor.
    Buna karşılık, dünya nüfusuna her yıl 70 milyon kişi, yani bir Türkiye ekleniyor.
    - Son 20 yılda izlenen tarım politikalarının dehşet verici sonuçları yeni yeni ortaya çıkıyor: ABD'nin sübvansiyonları, IMF ve Dünya Bankası'nın dayattığı "Liberalleşme" reçeteleri yüzünden, ucuz ithal ürünle rekabet edemeyen yoksul ülkelerin çiftçileri üretimden çekildi.
    - Başta Çin olmak üzere büyük üreticilerin stokları eridi. Yine başta Çin (Pirinç ekilen alanları 10 yılda 3 milyon hektar azaldı) ve Mısır olmak üzere büyük ihracatçılar şimdi ithalatçı konumuna düştü. Yine başta Çin, Hindistan olmak üzere çok nüfuslu Asya ülkelerinin artan refaha paralel olarak beslenme alışkanlıkları değişmeye başladı. Örneğin bir Çinli'nin yıllık et tüketimi 20 kilodan 50 kiloya yükseldi. Bir kilo et üretmek için 7 kilo tahıl gerekiyor.
    - Ve nihayet biyoyakıt çılgınlığı trajik boyutlara ulaştı. Düşünün sadece ABD'de 147 etanol fabrikası 138 milyon ton mısırdan (Hasadın yüzde 20'si) yılda 8.5 milyar galon yakıt üretiyor. Bunlara biriki yıl içinde 5.1 milyar galon üretim kapasiteli 61 fabrika daha eklenecek. Böylece ABD üretiminin yüzde 30'u, bir başka deyişle 200 milyon ton mısır, etanol fabrikalarınca yutulacak. Rakamların anlamı: Dünyada 400 milyon insanı bir yıl boyunca doyurabilecek mısır, yakıt için feda ediliyor.
    Buna bir de AB'nin akaryakıt tüketiminin yüzde 10'unu biyoyakıttan karşılamayı amaçlayan politikalarını, Brezilya'nın en bereketli topraklarını biyoyakıt üretimine ayırmasını ekleyin. Sonuç: Batılılar otomobillerini doyurmak için Afrikalılar'ı, Asyalılar'ı açlığa mahkum ediyorlar.

    5 saniyede bir kurban!
    Tahıl ürünlerinde, hatta tüm temel gıda maddelerinde bu arz açığının kalıcı olduğunu herkesten iyi bilen spekülatörler, varlarınıyoklarını hep daha yüksek fiyat beklentisine yatırıyorlar. Bu da zamları kamçılıyor.
    "Hedge fonlar" gemi o kadar azıya aldılar ki, ABD Vadeli İşlemler Borsası Başkanı Walt Lukken bile paniğe kapıldı. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Başkanı Jacques Diouf, dünyanın bir numaralı tahıl borsası olan Chicago'nun spekülatörlerin boyunduruğundan kurtarılması çağrısı yaptı.
    Vurguncular ceplerini dolduruyor. Açlar sokağa dökülüyor. Ölüyor, öldürüyorHaiti'de, Mısır'da, Tunus'ta, Senegal'de, Kamerun'da, Fildişi Kıyısı'nda, Moritanya'da, Etyopya'da, Burkina Faso'da, Madagaskar'da, Filipinler'de, Yemen'de, Bangladeş'te, Zimbabve'de, Endonezya'da, Meksika'da
    Batılılar 4x4'lerini biyoyakıtla "full"luyor. Bir depo biyoyakıta harcanan tahılla bir yıllık yiyeceğini yitiren açlar isyan ediyor. Ve her 5 saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor. FAO en az 37 ülkenin çöküşün eşiğinde olduğunu söylüyor, "1.2 milyar insan kronik açlığa mahkum olacak" diyor.
    İnsan haklarının en başında yaşam hakkı geliyor. Yaşam hakkı ise beslenme hakkınden geçiyor. 1.2 milyar kişiyi açlığa mahkum ederek tarihte benzeri olmayan bir insanlık suçu işleniyor.
    AB Komisyonu üyesi Louis Michel'in dediği gibi, bir "Beşeri tsunami"nin eşiğindeyiz Ya da IMF Başkanı Domini;ue StraussKahn)ın ifadesiyle Bu trajedi savaşa kadar gidebilir. Çünkü tarih bize, savaşlara açlığın neden olduğunu söylüyor. Sadece savalara değil, ihtilallelere de. (Ekmek bulamayanlara pasta yemelerinin öğütlendiği Fransız İhtilali'ni hatırlayın!)
    Affedersiniz; siz arabanızı hangi yakıtla dolduruyorsunuz?


    ERDAL ŞAFAK
    Sabah Gazetesi 15 Nisan 2008
    Ayaqqabım olmadıgından şikayet eleyirdim..
    Yolda gederken ayaqsız insan gordum..
    MEVLANA

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.