Sayfa 2/2 İlkİlk 12
14 sonuçtan 11 ile 14 arası

EVLILIK

  1. #11
    Member
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    33

    MASKE

    Söylemediklerimi işitin lütfen!
    Bana aldanmayın!
    Yüzüm bir maskedir,
    Sizi aldatmasın.

    Binlerce maskem var,
    Çıkarmaya korktuğum,
    Ve
    Hiçbiri ben değilim...
    Olmadığımı göstermek
    İkinci doğam oldu.

    "Kendinden emin biri" dersiniz,
    Sanki; güllük gülistanlık
    Benim için herşey...
    Adım güven belirtir,
    Ve
    Oyunumun adı;
    "Ağırbaşlılık"tır.
    İçimde ve dışımda denizler sakin,
    Her şeyin kumandanı ben...
    Kimseye gereksinme duymayan
    Ben...
    Fakat, inanmayın bana,
    Lütfen!

    Herşey dışta, düzgün ve cilalı
    Hiç yıpranmayan, her zaman saklayan
    O maske!
    Altta ne güven ne de rahatlık...
    Altta,
    Karışıklık, korku ve yalnızlık içinde bocalayan
    Gerçek ben!
    Ama saklarım bu gerçeği savunuculukla.
    Kimsenin bilmesini istemem...
    Zayıf taraflarımı düşündükçe
    Titrer ve sararırım...
    Ya başkaları görürse iç dünyamı...
    Gerçek ben ve yalnızlığımı!
    İşte;
    Maskelerimi onun için takarım...

    Onun için, arkalarına saklanacak
    Maskeler yaratırım...
    Onlar;
    Gösterişte kullanabileceğim
    Parlatılmış yüzlerim.
    Beni korur, bakan gözlerden.

    Beni olduğum gibi kabul edecek,
    Sevecek
    Bakışları bulamazsam,
    Solacak kuruyacak gerçek ben...
    Ve
    Ben bunu biliyorum.
    Beni kendi maskelerimden kurtaracak,
    Kurduğum hapishaneden kaçıracak
    Diktiğim engellerden aşıracak,
    Beni seven,
    Beni anlayan
    Bakışlar olacak.
    Bana,
    "Sen değerlisin" diyecek,
    "Maskesizken daha bir insansın"
    "Daha yakın, daha bir dostsun"
    Diyecek bir bakışa
    Beni gören bir bakışa
    Muhtacım...

    Benim yanıma sokulman kolay olmayacaktır!
    Uyarırım seni dost!
    Uzun yıllar kendini yetersiz hissetmiş ben,
    Sana kendini kolayca açamayacaktır.
    Bütün gücümle tutunacağım maskelerime
    Ne kadar sokulursan yakınıma,
    O denli şiddetli geri iteceğim seni.

    Kim olduğumu merak ediyor musun?
    Hiç merak etme.
    Ben, çevrendeki
    Her erkek ve kadınım.
    Maske takan her insanım.



    Charles C. Finn
    Çeviri: Doğan Cüceloğlu

  2. #12
    Member
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    33

    DOSTUM

    DOSTUM...

    Derdini dinleyecek bir dosta
    bir an bile ihtiyacın olursa,
    olacaksa eğer...

    Yüzünde parıldayan gözyaşlarını silecek,
    kurutacak birini,
    yakınında istiyorsan eğer...

    Herkesten sakladığın sırların varsa
    ve onları paylaşacak birini
    istiyorsan eğer...

    Sıkıntılarından kurtulmak için.
    bir dost elini, desteğini
    arıyorsan eğer...

    Zor gününü sana geçirtecek
    cıvıl cıvıl bir ses istiyorsan eğer...

    Sana çok önem veren
    ve seni çok düşünen
    birini istiyorsan eğer...

    Umutlarını paylaşan,
    tasalarını yumuşatmaya çalışan
    birini özlüyorsan eğer...

    Sana saygı duyan biriyle beraber olup,
    kendini bulacaksan;
    ben, benim diyeceksen eğer...

    Ve etrafında olup bitenlerden
    nasıl etkilendiğini anlayacak
    birine ihtiyacın varsa...
    Buradayım.
    Burada olacağım...



    Deniz Mavi

  3. #13
    Member
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    33

    Internet'te Dürüstlük - Ali Soysal

    NTERNET'TE......DÜRÜSTLÜK

    Beni okuyorsanız eğer, buralara kadar ulaştıysanız yani, sizin de
    bu ortamda dostluk ve sevgi aradığınızı ya da er geç arayacağınızı
    düşünüyorum... Örneğin okumakta olduğunuz bu dergiye
    emek veren kişiler, birbirini görmeden, tanımadan sevdiler,
    dostluk adına çabalarını sürdürdüler... Birbirimizi görmeden,
    tanımadan ve sadece "hissederek" yürüttüğümüz dostluk
    ilişkisi yaşamımızdaki diğer ilişkilerden çok farklı gelişiyor..
    Gerçek yaşamda önce fizikleriyle, giyim kuşamlarıyla, sonra da
    fikirleriyle ve yaşam görüşleriyle, zihinleriyle tanışırız insanların..
    Oysa burada, sanal ortamda, önce fikirler ve görüşler ön plandadır,
    birbirimizi zihinlerimizle tanırız, severiz ( ya da sevmeyiz )
    ve bazen de tanımak isteriz, görüşür tanışırız....Değer verir,
    dost oluruz.. Çok sevdigim bir şair ve filozofun, Halil Cibran'in
    sözlerini yazım süresince paylaşacağım sizlerle:
    "Dostunuz size
    aklından geçenleri açıklarken ne 'hayır'ı ne de 'evet'i
    ona söylemekten korkmayınız.
    Ve o sustuğunda yüreğiniz
    onu dinlemeyi sürdürsün; eğer dostun senin içindeki denizin
    alçalacağını bilmek zorundaysa, bırak yükseleceğini de bilsin..

    Yanlızca zaman öldürmek için aranılan dost nedir ki ?

    O, sizin ihtiyacınızı karşılamak içindir, yoksa anlamsız
    boşluğunuzu değil..
    Ve dostluğunuzun uyumunda,
    bırakın kahkahalar yükselsin ve zevkler paylaşılsın..."
    Bazen bu büyü bozulmasın diye, dürüst olamadığımız için,
    bu tanışmayı istemeyiz. Karşımızdakinin dürüstlüğü veya
    bizimki. Bir şekilde kafamızda hep dürüstlüğü sorgularız,
    güvenmek isteriz yazılana, dostlarımıza.... Gerçekten o kişi mi...
    Gerçekten böyle mi düşünür.O mu gerçekten bizim etkilendiğimiz,
    sevgi duyduğumuz... Yoksa yalan mı bize söyledikleri... Yoksa...
    Yoksa... Bize sevgiden bahseden, yüce duyguları bayrak etmiş
    kişi, evinde eşini veya çocuklarını döven biri mi? En azından,
    insanları, iddia ettiği kadar sevmiyor olabilir mi? Zaman içinde
    tanıdıkça kuşkular başlayacaktır...
    Hiç kimse yalanı sürekli
    sürdürecek kadar zeki değildir...
    Ve hiç kimse de bu yalanlara
    sonsuza kadar inanacak kadar saf değil...
    Dürüstlük, özgürlük
    demektir ve özgürlük kısıtlanmamalıdır asla...
    "Özgürlüğünüz,
    kendisine vurulmuş olan zincirlerinden kurtulduğunda,
    daha büyücek bir özgürlüğe zincir olur." Sürdürmeye
    çalışacağımız yalan, hatırlamak zorunda olduğumuz uydurma
    kişilik en çok kendimizi rahatsız edecektir bir gün... İnsan
    karşısındakini bir süre aldatabilir belki... Hatta uzun bir
    süre de bunu devam ettirebilir... Ama kendini kandıramaz,
    bunu hep sürdüremez. Sürdürürse, kişilik sorunları
    başlayacaktır, yarattığı kahramanı yaşatmaya çalışırken,
    kendisini yaralamış, hatta öldürmüş olabilir...
    Ne kaybederiz oysa, ne olur boyumuz kısa veya uzun ise,
    zayıf veya şişman isek... Sağlığımız yerinde veya değil ise...
    Eksiklerimiz varsa... Paramız olsa veya olmasa...
    Veya o filmi görmemişsek, o şiiri duymamışsak....
    Ya da o ülkeye gitmemişsek...Sesimiz güzel değilse...
    O konuya yabancı isek....Söylediğimiz yaşta değilsek...
    Manken-fotomodel bir kadın veya atletik vücuda
    sahip bir erkek değilsek.. Ya da yaşamımızda olmadığını
    söylediğimiz birileri varsa... Ne farkeder dostluk adına..
    Yalanların esiri olarak yaşamak ve
    bir gün herşeyden kaçmaktansa,
    dürüst olmayı denesek dostlarımıza ve kendimize...
    Yarattığımız dünyanın birgün başımıza çökmesindense...
    Daha kötüsü, bir başkasının dünyasını yıkmaktansa....
    "tıpkı okyanusun sahilinde durmadan kumdan
    kaleler yapan ve sonra da bir vuruşta
    gülerek yıkıveren çocuklar gibi. Oysa sizler kumdan
    kaleler yaptıkça okyanus sahile daha çok kum yığmaktadır,
    ve yaptığınız kaleleri yıktıkça okyanus sizlere gülmektedir.."
    Kendine mükemmel bir kişilik yaratmak çok kolay...
    Zor olan, olduğunu dürüstçe olabilmek... En acı gerçeğin
    bile en güzel yalandan üstün olduğunu hatırla...
    Dürüstlük temelinde oturan dostlukların daha değerli
    ve uzun ömürlü olacağını ta içinde biliyorsun...
    Unutma,uzun vadede dürüstlük her zaman galip gelecektir...
    Kendini zor olsa da, acı olsa da, kabullen... Çünkü sen biriciksin,
    çok değerlisin. Sonradan acısını çekeceğin hayalleri
    yaratma.."Acınız, idrakinizi kaplayan kabuğun kırılmasıdır.
    Nasıl ki, bir meyvanın yüreğinin güneşi görebilmesi
    için kabuğunun çatlaması gerekir, acı da sizin için öyledir.
    Kalbinizi güncel yaşantınızın mucizelerine hayran tutabilseydiniz,
    acınız mutluluğunuzdan daha az görkemli olmazdı. Tıpkı;
    tarlalarınızdan geçip giden mevsimler gibi, yüreğinizin
    mevsimlerini de kabul edebilseydiniz, Pişmanlık ve üzüntülerinizin
    Kış'ında çevrenize huzur içinde bakabilirdiniz... Acılarınızın çoğu
    kendinizce seçilmiştir. İçinizdeki hekimin hastalıklı benliğinizi
    tedavi amacıyla verdiği tatsız ilaçtır... Bu nedenle, içinizdeki
    hekime güvenin ve uzattığı devayı sükûnetle ve yatışarak için.."
    Karşındakine güvenmek istiyorsan,dürüstlük arıyorsan,önce
    kendini güvenilir kılmalısın. Bunun da yolu; acı da olsa,
    zor da gelse kendinle tanış ve bize seni sun..
    Çünkü biz seni seviyoruz, klavyenin tuşlarındakini,
    sahte dostu değil, sadece ve tam da şu halinle seni...

  4. #14
    Member
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    33

    dost

    Dost” nedir ? ağladığında uzanıp göz yaşını siilen değil midir ? mutsuzluklarına ortak olan, seninle ağlayan senle gülen, sana can olan değil midir? Bir lokmayı paylaşa bileceğin, bin duyguyu yaşayabileceğin, düşersem kaldırır diyeceğin, sırların ortak edebileceğin ”dost” değil midir?
    Bana göre aşk çok özel olsada, acısı içini kanatsada gün gelir, alev gibi söner. “dost ” öyle birşey ki; eğer içinde bir yara açmışsa, o yara damla damla kanamışsa, kor kor olur yanmaya devam eder. laf olsun diye dostunum diyenlere, dostunum diyip “dost” kavramının ne olduğunu bilmeyenlere,sadece bir tek lafım var: “dost nedir????
    _________________

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.