Özlem sevdaya yürek açmaktır...
Özlem açılan yürekte hayat bulmaktır...
Özlem aynı heyecanla sevdiyine ulaşmaktır...
Özlem yoklukta var olmaktır...
Özlem uzandığında tutmaktır...
Özlem geceyi gündüz gündüzü gece yapmaktır...
Özlem sevgiye koşulsuz bağlanmaktır...
Özlem kavrulup yanmaktır...
Özlem ne uzak ne yakındır...
Özlem her anında sevdiğini anmaktır...
Özlem kalbini sorgusuz açmaktır..
Ve ben
Karşılık beklemeden
Kalbime,ruhuma,hayat veren
Gecemi gündüz eden
Her anımda
Yanımda hissettiğim
Düşündüğüm,
Düşündüğünü bildiğim
Gülümsemeyi,
Gülümsetmeyi,
Sevmeyi,
Sevgiye değer vermeyi
Öğreten,
Beni benden alıp götüren
Pırlanta yürekli "biri"ni
Özlüyorum...
Özlem..
En mutlu özlem… sonu olan.. sonu özlediğinle biten.. varışı sevdan olan özlemler..
Özlem
Ya gelmeyeceğini, gelemeyeceğini bildiğine özlem… ya orada olduğunu bildiğin ses vermeyene özlem…. Ya özlemekten korkana özlem… ya yaşamaktan korkana özlem.. ya düşlere özlem.. ya yarını olmayacak aşklara özlem.. gideceğini bilerek sevilene özlem.. Yaşanamayacaklara özlem… İşte sonu olmayan özlem.. İşte vazgeçilemeyen özlem.. işte çaresiz bekleyişe özlem.. İnsanın içini acıtan… boşlukta yaşanan özlemler… Peki var mı bu özlemin sonu…? biter mi….? bu özlem.. Söz verirsin kendine özlemeyeceğim diye… tutulur mu bu söz…..? Kalbindeki özleme söz geçer mi……?
Özlem sevgidir…
Özlem güçtür..
Özlem varoluştur.
Özlem sevdandır..
Özlem bekleyiştir…
Özlem içindeki acıdır..
Özlem özlememeyi hasrettir..
Özlem özlemeyeni özlemektir..
Özlem özleyeni özlemektir…
Özlem gelemem diyeni bekleme güçüdür..
Özlem gidene ağıttır..
Özlem sevdana söz vermektir..
Özlem kalbine söz geçirememektir.
Özlem kaçış değil var oluştur…
Özlem çaresizlik değil çaredir..
Özlem vazgeçmemektir.
Özlem kelimelerin yetersiz kaldığı andır.
Özlem sessizliğin çığlığıdır..
Özlem yaşamındır..
Özlem gelmeyeceğini bilerek bekleyebilmektir.
Özlem siyah gecelerde siyahın izi kalabilmektir..
Ve artık..
Özlem.........
Sen özlem nedir bilir misin?
Özlem…
Her gün gülmek yerine ağlamak
Ve hayatta koskoca bir hiç olmak
Azrail ruhunu teslim alıncaya dek
Oradan oraya sürgün edilmiş bir yürek taşımak
Nedir bilir misin?
Bilir misin kaderin sana karşı vefasızlığını
Bütün yaşanmış kötü günleri
Tek nefeste içine çekmeyi
Ve içinde; ölümsüz
Karşılıksız bir aşk barındırmayı
Sevdanın küllerinin
Bir umursamaz rüzgâra kapıldığını
Sineni delen bir kor ateşten düşen çığı
Çok sevdiğin halde
Gözlerinin içine bakamamayı
Kendimden uzağım şimdi,sana yakın olduğum kadar,hayalin bıçak kadar keskin,paramparça bu şehir,oluk oluk akar geçer önümden,hatıralar kan özlem kokar bu nehir.
Yine bir sonbahardı mevsim-herseyi sarıya boyan.Cıvıl - cıvıl bir yazı hayallerinle süslemiştim oysa, ama gittin ve yaz bitti.... Gittin... Artık ne sen dönebilirsin, ne de ben açabilirim gönlümü ne sana, ne de bir başkasına... bir zamanlama hatası mıydı? Ne dersin? Yoksa sadece mekanlar mı uymadı bu aşka? Bilmiyorum... Oysa ne sen bana erken ,ne de sen bana
geçtim... zamanlamalar tutsa da, hayaller tutmadı, bunu geç olsa da fark ettim...
Hersey baslar ve biter dediğin o anda anlamıştım, benim sana sonsuz, senin bana geçici bağla bağlanmanın yüreğimde açacağı derin yarayı...Oysa ne sen bana erken, nede ben sana geçtim... sadece ne sen, ne de ben cesaret edemedik mekanlar ötesi bir aşk yaşamaya...Gittin ve o yaz gibi aşkımızda bitti...
Gittiğinde farklı mevsimler yasıyorduk, ben kışa girerken, cıvıl cıvıl bir yaz ve yakışı güneş miydi senin aklını çelen ,beni terk ettiren ve bunca acıyla biten?... Mevsimler ve mekanlar mı karar verdi aşkımızın sonuna, ne sen bana geç ,ne de ben sana erken olmadığımız zamanlamamızda... Her ne ise..Sen gittin ve yaz bitti....
Komik biliyor musun? Bittigini bile bile hala beni kıskanman, hala seni sevmemi beklemen ve hala benim seni düşünmem bunca acıya rağmen...
Seni düşünmek? Seni düsünmek nasıl birsey biliyor musun? Bazen bir kanat çırpışı gibi bir kuşun özgürce, bazen bir tüyün yere süzülüşü gibi yavas yavaş, bazen hızlandırılmış bir film şeridi gibi seri ve akıcı, bazen bir balığın can çekişmesi gibi caresiz ve acınacak bir sey, seni düşünmek...
Seni düşünmek- Bazen bir çınarın altında sıcak yaz gecesinde hayaller kurmak gibi, bazen bir derin maviliklerde kaybolmak gibi, bazen bir çölde vaha bulmak gibi...
Düşünürken ağzındaki lokmayı yutmayı unutmak gibi...
Ulaşamadıkça bir seraba peşinden ölesiye koşmak gibi...
Tutduğun bir balığı ağdan kurtarıp derinliklere salı vermek gibi...
İçini huzurla dolduran,adın geçtiğinde daldığın hayallerden bir çırpıda gerçeklere dönvermek gibi...
Dört nala koşan bir taydan düşüvermek gibi düşlrin koynuna...
İşte böyle bir şey seni düşünmek...
Eğer sende beni böyle düşleseydin, böyle kolay ve zalimce olmazdı gidişler,değil mi birtanem?
Gidişinde gelişin gibi sadece hayaldi belki...
Düşlediğim düşlerim gibi...hani her gece düşü veren rüyalarıma...
Ve lacivert sisli bir gecede geleceğine inanmak,aslında hiç gelmeyeceğini bilmek gibi....
Gidişin de aslında üzmedi beni yokluğun kadar...
Yoktun ki aslında...
Yokluğun kadar sevdim seni...
Yokluğun kadar özledim...
Yokluğunda hayal ettim...
Şimdi ancak yokluğun kadar nefret edebiliyorum senden....
Ne acı!!!!
Gittin...Yoktun...Hiç olmadın....
Seni düşlemek mi???
Yinede güzeldi...
Kızgın bir çölde bir serapın bilinçsizce ardından koşar gibi...
Seni özlemekmi???
Senden kalan tek şey bana...Onun için de güzeldir...
Yer imleri