Eros,oklarından birini kalbinize saplamaya görsün. Yandınız ; işiniz bitti artık ! Hemen bir kaniş yavrusu edinin ve onun size yaptığı şaklabanlıkları gözlemleyip iyice belleyerek siz de 'sahibiniz'e yapmaya başlayın. Unutmayın ki köpeğinizden daha avantajlısınız. Oncağız dilini sadece yalamak için kullanabiliyor; siz ,yüzyıllar boyunca aşk konusunu işlemiş şair ve ediplerin eserlerinden yararlanıp , kendinize çok güzel bir repertuar hazırlayarak , bunu sık sık 'sahibinize' karşı 'dil'lendirip , onun gönlünü hoş tutabilirsiniz .

Kölelik kalmadı günümüzde diyorlarsa da inanmayın .Eros, rahmetli ya da emekli olmadıkça kölelik te yok olmaz. Peki; ne yapalım..Şarkıdaki gibi sarıp sarmalayıp sandıklara mı kaldıralım aşkı biz de... Ya da zırhlar kuşanıp mı dolaşalım oklar işlemesin diye..

Efendim , bu kadar latifeden sonra bu yazıyı yazmaya başlamadan önce ifade etmek istediğim düşüncelerimi aktaracağım; ne ki serde Hoca Nasreddin'in soyundan gelmek var ya..sadete gelmek uzadı biraz.

Birine çeşitli nedenlerden dolayı hayran olabilirsiniz. Sanatını, sesini beğenmişsinizdir. Ya da fiziği sizi etkilemiştir. Bu , gayet doğaldır. Ama uzaktan onun huyunu, suyunu bilmeniz olanaksızdır. Hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Bu durumu 'aşk'la karıştırmazsanız sorun yok. Ama herşeyinizle teslimiyete hazır bir ruh hali içersine girerseniz, 'o' da bunu en güzel şekilde değerlendirecektir.

Aşkta mantık olmadığı doğrudur. Yine kişinin huyunu suyunu bilmeden, sadece fiziksel özellillerine , bir çift manalı bakan göze, bir edalı yürüyüşe , ya da kaslı bir vücut yapısına sahip veya güzel sözler söyleyebilen birine aşık olunabilir. Bu süreçte; kafa yapılarının uyup uymadığı, paylaşma, empati gibi olgular akla gelmez . Varsa yoksa onu elde edebilmeye odaklanır kişi. Diyelim bunu başardı. Birlikte olmaya başladıkları andan itibaren geri sayım başlayacaktır ve aşk kendini yok etme sürecine girecektir.

Eğer kişi uzun süreli bir ilişki ya da evlilik hedeflediyse , en çok önem vermesi gereken şey PAYLAŞIM ve SEVGİ olmalıdır. Bir hayatı onunla paylaşabilecek misiniz...Bir ömür boyu onu sevip , iyi günde , kötü günde yanında olabilecek misiniz...Bu soruları nikah memurunun sormasını beklemeden, dürüstçe kendinize sorun; o kişiyi bulduysanız da kaçırmayın derim....
Nicleno,07.10.2007,Side