İletişimde savunuculuk artdıkça NE konuşulduğu önemini yitirir, KİMİN konuşduğu önem kazanmaya başlar.Böylece bi sorunu çözmek, bir konuyu aydınlığa kavuşturmak amaç olmaktan çıkar, karşıdakı kişiyi rahatsız etmek, kalbini kırabilmek temel amaç olur. Sonuç olarak da , konuşmaya başladıkları andakine oranla, bir birlerine daha kızgın, daha düşmanca duygularla dolu iki insan ortaya çıkar her hangi bir sorun çözülmüş yada aydınlığa kavuşturulmuş olamaz.
İletişim kurulan kişinin konuşma biçimi de savunuculuk davranışını etkiler. Yargılayıcı, denetleyici, üstünlük belirten bir tutum içinde, kesin bir tavır konuşan kişilere karşı daha savunucu olunur. Bu kişilere iç dünya kapatılır, onlardan uzak durulur. Öte yandan karşıdaki, eşit gören bir tutum içinde,soruna yönelik, denemeci yaklaşımla, anlayış göstererek konuşursa, bu kişiye daha rahat açılır, daha az savunucu oluruz. Bu tür ilişki kuran kişileri kendimize 'dost' ediniriz.