3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Alma ağacı

  1. #1
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Sep 2007
    Mesajlar
    342

    Alma ağacı

    Elma Ağacı

    Yaşlı çoban, sürüsünü otlatmak için
    yaylaya çıktığında, tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir
    ve eğer mevsimiyse onunla konuşarak;
    “Haydi bakalım evladım, bu ihtiyarın elmasını ver artık”
    Ve bir elma düşerdi, en güzeliden, en olgunundan.
    Yaşlı adam, sedef kaplı çakısını çıkartarak onu dilimlere
    ayırır ve küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten
    sonra, babasından kalan Kuran’ını okumaya koyulurdu.
    Çoban, bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde sık sık
    sular, bunun için de büyükçe bir güğüme doldurduğu abdest
    suyundan geriye kalanını kullanırdı. Elma ağacının kökleri belki de
    bu sularla kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye
    başlamıştı.
    Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından şöyle bir azandı mı,
    en güzel elmayı “şıp” diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl
    içinde beli bükülüp, boyu kısalmış, ağacınki ise bir çınar gibi
    büyüyüp göklere yükselmişti. Ama boyu ne olursa olsun, ağaç
    yine de yavrusu değil miydi? Onu bir evlad sevgisiyle okşarken;
    “Ver yavrum, gönder bakalım bugünki kısmetimi”.
    Ve bir elma düşerdi, hiç nazlanmadan, yıllar boyu
    hiçbir gün aksamadan.
    Köylüler uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi birbirlerine
    anlatıp yaşlı çobanın veli bir zat olduğunu söylerlerdi.
    Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip, namaz kıldığı bir gün,
    yine elmasını istedi. Ancak dallar dolu olmasına rağmen
    nedense bir şey düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha
    tekrarladı isteğini.. Beklediği elma bir türlü gelmiyordu.
    Gözyaşları, yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran
    bembeyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından uzaklaşıp
    koyunların arasına attı kendisini. Yavrusu, meyve verdiği
    günden bu yana ilk defa reddediyordu onu. İhtiyar
    çobanın beli her zamankinden daha fazla bükülmüş,
    güçsüz bacakları da vücudunu taşıyamaz olmuştu
    Hayvanlarını usulca toplayıp köye doğru yöneldiğinde,
    aşağıdaki caminin her zamankinden daha nurlu,
    minarelerinden yankılanan ezan sesiyle irkildi birden.
    Yeniden doğmuştu sanki çoban. Bir şey hatırlamıştı.
    Çocuklar gibi sevinerek ağacın yanına koştu ve ona
    şevkatle sarılırken; “Cıanım” dedi, hıçkırıp ağlayarak,
    “Benim güzel evladım, mis kokulum. Şu unutkan
    ihtiyarı üzmeden önce neden söylemedin, bugünün
    Ramazan’ın ilk günü olduğunu?
    "Ölüm gözəl şeydir, budur pərdə ardından xəbər
    Gözəl olmasaydı, ölürmüydü Peyğəmbər"

  2. #2
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Mesajlar
    1.955

    Re: Alma ağacı


  3. #3
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    637

    Re: Alma ağacı

    ƏLA
    REALLIĞI XƏYALLARDAN AYIRMAĞI BACAR.
    XƏYALLARI İSƏ REALLIQ ETMƏK ÜÇÜN ƏLİNDƏN GƏLƏNİ ET (r.a.)

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.