Son yılların en hararetli tartışması hiç şüphesiz 'AKP ve Gülen'i Bitirme Planı' diye manşet yapılan belgedir. 12 Haziran'dan bu yana Türkiye bu belgeyi tartışıyor. İlk defa Taraf Gazetesi'nin yayınladığı habere göre TSK bünyesinde çalışma yapan bir grup AK Parti ile ilgili 'kirli tezgâh' hazırlamıştı.
Bu tezgâha göre bazı komplolar kurulacak ve iktidar partisi halkın gözünden düşürülecekti. AK Parti'nin bölünüyor görünmesi için parti içinden 'ajan' ayarlanacaktı mesela. Hedefin diğer ucunda ise 'Fethullah Gülen hareketi' bulunuyordu. Zayıf karakterli bazı kişilerin televizyonlara çıkarak Gülen hakkında karalama kampanyası yapması planlanmıştı. Dinî kisveli bazı kişilerin 'hazırda bekletildiği' ifade ediliyordu. Daha korkuncu, Ergenekon zanlısında yakalanan bu belgeye göre 'ışık evler' diye belirtilecek bazı öğrenci evlerinde 'silah ve mühimmat bulunması temin edilecek'ti. Korkunç bir şey! Devlet milyonlarca insanın oy verdiği bir partiye ve gönül verdiği bir sivil toplum hareketine tuzak kurabilir mi? Ele geçen belgeye göre evet! Lakin belge fotokopi oldugundan ve aslına da ulaşılamadığından genel kurmay başkanına çevrildi gözler Genel kurmay başkanın ve askeri savcılığın açıklamasında bu belge genel kurmay karargahından ve genelkurmay bilgisaylarından çıkmadığı ve belgenin sahte bir belge olduğu kağıt parçası olduğu belgenin fotokopi olmasından dolayı belgenin altında imzası olan Kur.Albay Dursun Çiçekin kanıt sayılamıyacağını açıklamışdı.
Askerî savcılığın 'kovuşturmaya gerek yok' kararından sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 'kâğıt parçası' olarak nitelendirdiği belgenin ıslak imzalı aslı yaklaşık 5 ay sonra Genel kurmay karagahında görev yapan bir subayın ihbar mektubu ilen ergenekon savcılarının eline ulaşdı.

[b]İHBAR MEKTUBU
[
[b]DEŞİFRE OLAN CUNTANIN ÜRPERTEN TUZAKLARI
[

[