KITA
Her ka’nun düryûze-i ışkunda şey-illâhi yok
Menzil-i dervâze-i uşşâkdan âgâhı yok
Didüm ey dil-ber dimişsin Ahmed’e cevr itmeyem
Didi yok billâhi yok vallâhi yok tallâhi
GAZEL
Gözüni süzme bîmâr öldürürsin
Saçın çözme giriftâr öldürürsin
Begüm bir bûseyi bin câna satma
Ko bâzârı harîdâr öldürürsin
Demişsin ki yolumda ölmez Ahmed
Bir öldüm bir de tekrâr öldürürsin
KITA
Her ka’nun düryûze-i ışkunda şey-illâhi yok
Menzil-i dervâze-i uşşâkdan âgâhı yok
Didüm ey dil-ber dimişsin Ahmed’e cevr itmeyem
Didi yok billâhi yok vallâhi yok tallâhi
GAZEL
Acep bu derdümün dermânı yok mu
Yâ bu sabr itmegün oranı yok mu
Yanaram mumlayın başdan ayaga
Nedür bu yanmagun pâyânı yok mu
Güler düşmen benüm agladuguma
Aceb şol kâfirün imânı yok mu
Delipdür cigerümü gamzen oku
Ara yürekde gör peykânı yok mu
Su gibi kanumu topraga kardun
Ne sanursın garîbün kanı yok mu
Cemal-hüsnüne mağrûr olursun
Kemâl-i hüsnünün noksânı yok mu
Begüm Dehhânî’ye ölmezden öndin
Topuna irmegün imkânı yok mu
Dehhani
TAHMÎS
(Tahmîs bâ-ıstılâhat-ı zenân der
vâdî-i nush ü pend ez dehân-ı vâlide)
(Bir annenin kızına öğütleri)
Kız dinle nush ü pendimi kavline sâdık ol
Gönle rızâ-yı kaynanayı kul halâyık ol
Kim der sana ki bir çamura var bulaşık ol
Ne kesret ile zâhide ne pek de açık ol
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Bir nev-civân kocaya varub et dediklerin
Beş altı parça kesdiregör yediliklerin
Eksiklilerin er düzer eksik gediklerin
Yarım papûşla giyüb a postal çediklerin
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Böyle kılıkla görse a kız oynaşın şaşar
Bir kez alan miyânını âguuşa bin yaşar
Hâsılsız olma ol hamarat evde iş başar
Fakîr börekci sonra seni her alan boşar
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Bak büyük ablan oldu Küçük Tevbe’de gelin
Siz de bacınla dâye dadı bir yere gelin
El birliğiyle yenge kadınlar tutub elin
Var bir kibâr-zâdeye sardıragör belin
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Görüb giyimli elleri yüksünme hey düdük
Elbet biçer sana da sağ olsun koca kütük
Huysuzluk etme gayri değilsin kızım küçük
Oldun şükür yetişdirene işte bösbüyük
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Oldu gelin bak Âtike darısı başına
Ta Kıztaşı’nda girdi birinin firâşına
Düşme pek öyle çengi çegâne telâşına
Girdin a dil-baz artık on üçüncü yaşına
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Baban vereydi seni bolay kim mevâliye
Sâyende biz de taşınıruz belki yalıya
Baldırı çıplak alıp oturtdurma halıya
Ne pırpırîye eyle meyil ne paşalıya
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Neymiş pateste telli pataküte yok deve
Sana sevâyi kesdireyim giy seve seve
Gîce yarısı gezme dönüb düzd-i şeb-reve
Koğlar babana komşu konu hayda gel eve
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Kız kaç yanımda vızlama sivrisinek gibi
Fink urma iki yanına kırnak köçek gibi
Yere geçer arından erin köstebek gibi
Ayak bağıyla sonra kalırsın eşek gibi
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Erlerle etme pencerelerden alış veriş
Dadına gâhi yardım edüb sen de gör ki iş
Yağ bağlasun yüreği ninenin karış karış
Dek dur küçükden evde oturmaklığa alış
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Dik çocuğun başına çörekotu sarımsak
Sûsenle uyhu nüshası alub beşiğe tak
Söndür kömür ki kötü nazardan ola uzak
Gezmek senin nene keferet otur işe bak
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Çekdir çiçekli enterine telli bir şerit
Akrânlarına pâçe günü giy de körlük it
Kâküllerini bağla saçı düğününe git
Alur seni de belki bu günlerde bir yiğit
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Hay hây bâri yordamına güleyim biraz
Turp sıkayım zerâfetine fos çoğa bu naz
Gel tuzlayım da kokma seni vay zavallı kaz
Bin kerre sana etmedi mi süt ninen niyâz
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Dik başlı kahbe yansılayıb gitme dikime
Pay verip öyle taş başına ninemin dime
Yazık değil mi âbo çekilen emeğime
Sonra seni herifler omuzlarsa kim kime
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
Dil dök yabana söylemeyüb durma hem-çü put
İçim sıkıldı hortlayası ma’tuhu uyut
Kimseden iylik umma da var gönlünü avut
Al elden örnek işle geçin kuut-i lâ-yemût
Olma sokak süpürgesi kadın kadıncık ol
TAHMÎS
(Cevâb nâme-i pesendîde-eser
ez dehân-ı duhter-i zîbende-güher)
(Kızın anneye verdiği cevap)
Pend eyler ise bir daha ağaca sarayım
Yanmış odunla başını gözünü yarayım
Başlı başıma ben dahi bir iş başarayım
Bir âşinâya yalvarayım sonra varayım
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Çıkrık misâl dırlayacağına hey ozan
Gir dest-gâha doku bezin pârecik kazan
Bâzârı derler âbo hâram-zâdedir bozan
Satub savub da neyse sahan tencere kazan
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
İkide birde der sana kız görünür kocan
Çığlıklı olma hasba götüresi afacan
Kocam da sen de lâhi kuruyup olun koçan
Çıkıp sokağa tende iken hâsılı bu can
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Tırnağım oldu kör yumadan bulaşıkları
Babam başına çalsun o çemşîr kaşıkları
Evvel doyurub eve gelen alışıkları
Sonra düzeldüb odadaki karışıkları
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Dedikoduyla geçdi bütün yaz ile kışım
Da’vâcı gitdi Bursa’ya yok gayri hîç işim
Yapışdı kaldı birbirine iki apışım
Çıkmazdan evvel âbo a kız yirmi yaş dişim
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Gelse görücü kocayıcak elli kerecik
Der burnucuyla ağzı büyük dişi seyrecik
Yok yok yaşı da anlayışım kırkını geçik
Sarf eyleyib de varı yoğu bâri şimdicik
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Ben istedikçe bayrama ondan balakoza
Der bana kahbe sana yazık ekilen tuza
Yazık değil mi gençliğime bak şu yelloza
Girmezden evvel ablacağım yaşım otuza
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Almış parayla sanki halâyık gibi beni
Sokmaklık ister aşevine gidi külheni
Yağlı paçavra gibi atub ben dahi seni
Yarın alub alaca karanlıkda rûşenî
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Lâzım mıdır ki öğreneyim çamaşur yumak
Ben bu pamuk elimle a fos saramam yumak
Bana düşer mi iplik eğirüb de bez komak
Dursun musandırada nele öreke tarak
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Yufka makarna açmasını açmayın bana
Ben bilmem öyle hamur işi samsa baklava
Yapıp bir-iki türlü yemecik kaba saba
Da’vet için konağa çıkıp yarın ibtidâ
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Kendi keser göbeğini öksüz olan savul
Yanşak karışma dırdır edüb kalayım mı dul
İş edeyim ki sana görüb saçlarını yol
Komşu kapusın açub elimle usul usul
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Yazub yüzümü Esmâ Hanım kâkülümü kes
Bir âşinaya varacağım sen çıkarma ses
Pek pos bıyıklı pırpıriye eylemem heves
Dört kaşlı yosma şûh-i cihân tâze dalfes
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Satub yemekden oldu evin içi tam takır
Titrer görünce bir eri içim sakır sakır
Kalub da böyle olmadan altun adım bakır
Akşam olunca bâri gezip bayır ile kır
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Bir âfitâba geçdi ki hiç sorma sıcağım
Yandı eridi aşk ile sînede yağım
Geçdi soğuk su başıma bilmem solum sağım
Ahd eyledim bu şart ile ki geçmeden çağım
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Bildim tekin değildir ev içinde mezbele
Dedim tü tüü tü üç kez o birşeylere hele
Yok mu birisi ortalığı süpüre gele
Ben yine takub ardıma bir sürü hergele
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
Gavgayı kessün eyle nine Vâsıf’a suâl
Gör imdi sen mi fâhişe yohısa ben mi mal
Ona kalırsa der ikiniz de kuru kaval
Yaz geldi gayrı evde oturma ne ihtimâl
On beş yaşında kendime bir oynaş arayım
SENİN İÇİN
Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Gözlerin sarışınlık getirir akşamlarıma.
Doğuyor ömrüme bir yirmisekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
Koklarım ben ellerini gülleri koklar gibi ben;
Avucundan alırım bir kış günü bir yaz ateşi.
Gönlüme geri döner her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğimi yolda yürürken görsem.
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış öpüşlerim
Toplanır dudağıma, bir gece dalgın dursan.
Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın eski sonbaharlık korusu,
Tazeler ufkumu hülyalarımın genç kokusu;
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerede?
Alnımı varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam,
Gençliğin böyle benimken kocaman, hiç kocaman…
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun.
TA’YİN-İ METALİB (İSTEKLERİN TAYİNİ)
(Ben isterim ki)
Şu masmavi ve saf gök
Hislerim ufku olsun isterim;
O mavilik içinde hiç çekinmeden
Dolaşıp gezinsin hayallerim!
Ben isterim ki sonsuz bir deniz
Dindirsin bütün kederlerimi
Sessiz sakin dalgalarla anlatsın bana
Aşk öykülerini.
Ben isterim ki bir hafif seher yeli
Getirsin bana her sabah her akşam
Yeni bir fikir, taze bir huyla,
Tatlı bir vezin, seçkin bir makam!
Ben isterim ki kuş nağmeleri
Can kulağımda coşsun inlesin,
Onların aşk dolu sevinçleri
Bana istekli şarkılar söylesin!
Ben isterim ki –ince belli- uzun bir fidan
Başucumda hiç durmadan ağlasın varsın;
Ben onun altında dalayım da uykuya
Üzerime çiy insin, kırağı yağsın!
Ben isterim ki gölgelerle çevrili
Bir beyaz evimiz, sevgi yuvamız olsun
İçinde neşeli, şen sevinçlerle
Ruhum, umudunu hep diri tutsun!
Bunların hepsinden önce ben
Bilir misin –sevgilim!- ne dilerim?
Bir küçük damla, ayrılık gözyaşımdan
Merhametsiz gönlüne düşsün isterim!
eline sağlık
ah bir de anlayabilsem
BiRi BeNi DurDurDrsNNN ! !!
Yer imleri