2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Nihal Atsız

  1. #1
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    7

    Nihal Atsız

    YOLLARIN SONU

    Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
    Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
    Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
    İtler bile gülecek kimsesizliğimize.

    Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların...
    Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
    Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
    Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

    Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
    Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
    Hâlbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
    Değişilir topu da bir sokak kaltağına

    İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
    Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
    Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
    Sevimli bir hayale açılırken kolların.

    Ey doğunun alnımı serinleten rüzgârı!
    Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
    Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
    Düştüğü yer uzakta "DİLEK" adlı bir saray.

    O sarayda bulunca tanrılaşan erleri
    Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
    Hepsi sussa da "Kür Şad" uzatarak elini:
    "Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun!" diyecek.

    1932
    Türk bir vazife için yaratılmıştır.
    O vazife kainat güzelleştiği zaman biter.

    Nogay,Azeri,Tatar,Uygur,Altay,Yakut,Çuvaş,
    Türkiye,Tuva,Kırım,Kazan,Ahıska,Karapapak,
    Gagauz,Kazak,Kırgız,Özbek,Karay,Telengit,
    Doygan,Kuman,Hakas,Urankhay,Türkmen,Kamuk...

    TÜM TÜRKLER KAN KARINDAŞ

    KÖK TENGRİ TÜRKÜNÜ KOLDASIN

  2. #2
    Junior Member
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    7
    KÖMEN

    Analım Tunga Er efsanesini;
    Duyalım geçmişin erkek sesini.
    Bürüyüp Tanrıdağ’ın çevresini
    Yine Gök Türk olalım… El kuralım.

    Ötüken-Yış durak olsun da bize
    Yürüsün ordular oradan denize.
    Çinli baş vermese, gelmezse dize
    Kağanın buyruğu vardır: Vuralım.

    Anlatılmaz, yüce bir erdem olan
    Bu akınlarda bulunmaz yorulan.
    Günü geldikçe de bizden sorulan
    Kan ve can vergisi olsun...Verelim!

    Ülkü uğrunda gönüller delidir.
    Kişiler ülkü için ölmelidir.
    Tanrı’nın insana değmiş elidir
    Şu ölüm adlı güzel şey... Saralım.

    Hiç düşündün mü niçindir yaşamak?
    Bir görev yapmak içindir yaşamak.

    Er kişiysen görevin neyse, başar.
    Zevke, eğlenceye hayvan da koşar.

    Görüyorsun nice hayvan yığını
    Ki yapar sadece hayvanlığını.

    Fakat onlar bile kendince yine
    Tükürürler Kadeş’in itlerine.

    O nasıl olmalı bir ruhu ölü,
    Ya da bir canlı, fakat kahpe dölü

    Ki sanır durduğu yer it inidir,
    Oysa bir şanlı şehitler sinidir.

    O fuhuş uzmanı cikletli dişi,
    Dişinin en kötü, en köhnemişi,

    Kaplamış ruhunu çirkef yosunu,
    Hiç umursar mı şehit ordusunu?

    Var mıdır onca tivistin ötesi?
    Adı üstünde: Köpek sosyetesi!

    Yok sayıp sen de bu ruhsuz sürüyü
    Kılavuz yap ebedi Gök Börü’yü.

    Çıkarıp Ergenekon’dan ulusu
    Türk’ü kılsın yine dünya ulusu.

    İzleyip Gök Börü’nün gölgesini
    Gezelim gel o Kömen ülkesini.

    Gönlümün özlemi yerdir orası,
    Gürler ufkunda yiğitlik borası.


    Orda erdem gözükür, başkası çıkmaz alana.
    Kapanıktır kapılar her kovu, her bir yalana.

    Orda erler: Kimi arslan, kimi parsın eşidir.
    Orda kızlar: Güneşin kendi, ayın on beşidir.

    Uğramaz ufkuna asla o yerin yüz karası;
    Orda yoktur ne siyaset, ne fikir maskarası.

    Yaşamaz öyle bir ortamda küçüklük, kötülük;
    Bir alaydan daha üstün savaşır orda bölük!

    Sungurun uçtuğu yerlerde barınmaz yarasa
    Ve bütün dirliğin üstünde yürür sade yasa...

    Bir düşün başların üstünde kağanlık tuğunu,
    Ruh duyar orda ölürken bile Türk olduğunu;

    Ölümün zevkini bir süs gibi gönlünde taşır.
    Dirilerden daha çok orda şehitler dolaşır.

    Bu şehit ordusu varken kuramaz kimse pusu,
    Yurt için kan dökülür orda denizler dolusu.

    Günümüzden, düşünüp birçok asırlar geriyi
    Analım bin kere ölmüş o ölümsüz çeriyi:



    Ebedi yiğit!
    Adı yok şehit!

    Kefenin: Vatan...
    Tabutun: Cihan...
    Düşünüp övün,

    Yaşıyor ünün.

    Damarında kan
    Bir alev midir?

    Yaşaman: Roman;

    Ölümün:Şiir.

    Sana yok ne taş,
    Ne de bir mezar.

    Bu hayat: Savaş!
    Ebedi uzar.

    Eşit olduğun
    Şu güneş: Tuğun.

    Tabutun: Vatan,

    Mezarın: Cihan.

    Adı yok yiğit!
    Ebedi şehit!..



    Onu anmakla görür Türk soyu gökçek Kömeni:
    Doludizgin yarışan Tanrıkut’un dört tümeni...

    Bin asır geçse de rastlanmaz onun bir eşine,
    Buyruk aldım diye ok fırlatıyor evdeşine...

    Bidev atlarla kılıp her yolu bir günde yarı
    Yıldırımlar gibi dağlardan aşan orduları...

    Saygı olsun bu çelik atlıların gök tuğuna,
    Tuğu kaldırmış olan orduların başbuğuna.

    O nasıl bir yürüyüştür, ne yiğitler katarı!
    Kun’u, Gök Türk’ü, Oğuz-Uygur’u, Kırgız’ı, Tatar’ı...

    O batırlar ki basıp bağra kucaklar ölümü.
    Özgelerden sakınıp kendine saklar ölümü.

    Her zaman öyle ağırdır ki yiğitlik kefesi,
    Kahramanlar gibi ölmek o günün felsefesi...

    Onların sanki başak canları... Durmaz, biçilir...
    Toprağın içkisidir kanları, al al içilir.

    Tarihin bir olağanüstü ve şahane işi
    Kür Şad’ın, Kül Tegin’in, Çağrı Beğ’in ok çekişi...

    ÖTÜKEN: Sayı:2- Şubat 1964
    Türk bir vazife için yaratılmıştır.
    O vazife kainat güzelleştiği zaman biter.

    Nogay,Azeri,Tatar,Uygur,Altay,Yakut,Çuvaş,
    Türkiye,Tuva,Kırım,Kazan,Ahıska,Karapapak,
    Gagauz,Kazak,Kırgız,Özbek,Karay,Telengit,
    Doygan,Kuman,Hakas,Urankhay,Türkmen,Kamuk...

    TÜM TÜRKLER KAN KARINDAŞ

    KÖK TENGRİ TÜRKÜNÜ KOLDASIN

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.