Sayfa 1/2 12 SonSon
15 sonuçtan 1 ile 10 arası

Abdulhakim Öztürk siirleri.

  1. #1
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789

    Abdulhakim Öztürk siirleri.

    Alemlerin Nuru

    ÂLEMLERİN NURU

    Çevir gözlerini
    Çevir gözlerini vitrinlerden
    Cicili bicili kör edicilerden çevir gözlerini
    Kurtar gözlerini kara büyücülerin
    Düzenbazların düzenlerinden

    Bak;
    Sensin yaşama hakkı tanımayan
    Bu başından örtüleri çekilen sen’sin
    Koşarken çelmelenen
    Duvar diplerinde hüzünle bekleyen
    Önce hakareti göğüsleyen
    Güllerden önce hakareti göğüsleyen

    Sevmeyi öğrenmedin acıyı,
    Kavuşmayı bilmeyen direnmeyi,
    Dolu dolu bilmeyen nefret etmeyi
    Öğrenen sensin...

    Tükenmeyensin, yeşerensen yeşertensin
    Sensin intikam alacak zalimlerden
    Öldükçe ölümsüzleşensin
    Yaşadıkça ölümsüzleştiren

    Çağları ölümsüz ışıkla aydınlatan nesil
    Ey dünyanın yalanından geçip,
    Ahiretin gerçeğini isteyen
    Ey kaçınılmaz olanın özerine yürüyen

    Ey Allah’ın eli elinin üzerinde olan mümin
    Ey insanın kurtuluşu, yaratanın hoşnutluğu için
    Ateşe koşan İbrahim…

    Ey denizi eğiten, ey denizi yaran Musa
    Allah’a yükselen İsa, ey dövülse sövülse,
    İşkence edilse, taşlansa, ey güneşi ay’ı da alsa
    Çağrısından vazgeçmeyen, Alemlerin nuru;
    Hz. Muhammed Mustafa....

    Ey hayatın anlamını yeryüzüne nakşedenler
    Meleklerin kutsadığı tevekkülün, sabrın teri
    Ey şeytanın ve insanın şerriyle kuşatılan
    Yoksulluğun, garipliğin, açlığın göç verdiği aşk


    Ey Allah’ın adıyla çarpan inancın kalbi, yükselt sesini
    Sesinden başka ses yok, sessin Allah’ın sesi
    Her şey onunla vardır.
    Onunla kullar arasında her giren
    Sesinle hatırla ölümünle tekrarla
    Bir’dir Allah. O’ndan başka ilah yok

    ‘’yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden
    dinde gitti dünya’da gitti elimizden ‘’


    10 Şubat 1998
    MÜKÜS

    Abdulhakim Öztürk

  2. #2
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Arkadaşlık

    Arkadaşlık

    İlk satırım selam, saygı ve merhaba olsun,
    Son satırım eyvallah ve elveda olsun,
    Hayatım, mutluluğum sizleri unutmamak olsun,
    Yeter ki arkadaşlık ebedi olsun.

    Atmışızdır birkaç hatıra yine bir köşeye...
    Akıp gitmeye devam edecektir hayat
    Yıkılmaz ufak bir sarsıntıda iş yeri
    Hele temeli sağlam özveriyle atılmışsa
    İçinde fedakârlık ile yoğrulmuş emekte varsa

    Bir saman alevi gibidir yıllar,
    Hızlı bir şekilde sönüp gider anılar.
    Belki de bir kaç damla gözyaşı akıp gider,
    Geçmiş eski günlerin hatırına. Halil Bey

    Albümü karıştırıp, 'kim bu? ' diye sorana kadar.
    Ve yerine kalkar yeniden, Albümdeki fotoğraflar;
    Bir Arkadaşım vardı severdik birbirimizi
    Adımı şiirlerimde bulursun Abdulmutalip Bey

    Mekânsız zamanlara devredilen bir arkadaşlık
    Kimi zaman mekânsız kalsa da
    Hep dostluğumuz kar beyazı gibi
    Arkadaşlığımız daim kalacak Selahattin Bey

    Gökyüzündeki yıldızlar gibi bazen bulutlu
    Bazen yağmurlu
    Bazen de güneşle dopdolu günler gibi
    Issız çölde bir yudum su gibi arkadaşlık

    Dairede sırdaş, fikirde yoldaş
    Dar gününde Hızır gibi arkadaş
    Bazıları hep sırtından geçinir,
    Bazıları derde deva olur arkadaş

    Kimisi şefkatli, baba gibidir,
    Kimisi de, yedi belâ gibidir,
    Kimileri vardır, aslan gibidir,
    Samimi ve dürüstlük ne güzeldir arkadaş

    İnsan olarak hepimizin,
    Bakılıp, büyütülmeye,
    Yardıma, yüreklendirmeye,
    Sevgiye ve ilgiye,
    İhtiyacımız vardır.
    Bunları değerli arkadaşlarımda buldum

    Yalnızlık korkutucu,
    Yıkıcı bir duygudur.
    Bu yüzden çoğunlukla,
    İçten dostluklar kurarız.
    Sürekli gelişebilmek,
    Rasgele arkadaşlıklar kurmak
    Bilgi, düşünce alışverişi,
    Bir deneyimi paylaşma yoluyla,
    Duygularına karşı,
    Olumlu bir ortamda
    Gelişme olanağı sağlanır.

    Mesaide arkadaşımızdır
    Haksızlığa başkaldırmak
    Kucaklamaktır herkesi kardeşçe
    Sahip olduklarını geliştirmek
    Aynı zamanda
    Eğriyle doğruyu ayırmaktır
    Vatan sevgisi
    Sevgiyi düşünmek
    Her şeye rağmen bir olmak
    İnsan olmak
    Sana güvenilerek emanet edilen
    İnsanına sahip çıkmak
    Ayırmamaktır
    Her şeyden önemlisi dünü bağışlamak
    Nankörlük etmemek
    Bir yudum su ve ekmeği bile paylaşmaktır
    Arkadaşlık korkmadan gerçeği haykırmak
    Bunları unutmamak adına!

    Ve çok değerli mesai arkadaşlarım Selahattin Söylemiş, Halil GÖK ve Abdulmutalip SUNKUR ve diğer dairelerdeki beraber çalıştığımız tüm arkadaşlarım, Bursa İline naklen gideceğim. Siz değerli arkadaşlarımdan ayrılmadan bu satırlarımı kaleme aldım sizleri hiç unutmayacağım. Çok güzel bir ortamdı. İnşallah gideceğim ortam da iyidir. Bundan sonraki hayatınızda ve görevlerinizde başarılar dileyerek eğer ki bir gün yolunuz Bursa’ya düşerse mutlaka beklerim. Saygılar ve Sevgiler hoşça kalın-Dostça kalın…..

    Abdulhakim Öztürk
    Ocak-Şubat 2007

    Abdulhakim Öztürk

  3. #3
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Aşık Olmak

    Aşık Olmak


    Ey aşıklar aşkı sadık
    Cümle olur bunda salik
    Ol cananı canda bulduk
    Şefaat ya Resulullah

    Neler oldu behey şaşkın
    Bu can senin emanettin
    Ben şaşkınım biçareyim
    Şefaat ya Resulellah

    Nefsi şeytan geldi bana
    Böyle düşman yok dünyada
    Kurtulmak için Allah’a
    Şefaat ya Resulellah

    Ben hastayım biçareyim
    Kalp hastadır Allah’ım
    Dokturum sensin ya rabbim
    Şefaat ya Resulellah

    Aşık oldum cemalına
    Deli oldum didarına
    İzin ver, geleyim yanına
    Şefaat ya Resulellah

    Gülüm bu gün bana güldü
    Çürük kalbe merhem sürdü
    Kalbim zülmet’ten kurtuldu
    Şefaat ya Resulellah

    Hüküm ettin bütün yana
    Şamdan İrana, Türkiye’ye
    Kurban olayım ben sana
    Şefaat ya Resulellah

    İrem bağındaki gülüm
    Bülbül öter coşar günlüm
    Sema yapar benim üzüm
    Şefaat ya Resulellah

    Çaresizim ben bihalım
    Çok ağlıyor benim zarım
    Ben kulunum günahkarım
    Şefaat ya Resulellah

    Mahbubumsun sen günlümde
    Maşukumsun sen kalbimde
    Vaz geçmişim ben ömrümden
    Şefaat ya Resulellah

    Yetim kaldım dergahında
    Bıçareyim günahımdan
    İşimiz zor bu zamanda
    Şefaat ya Resulellah

    Yirminci asrın insanları
    Kör olmayan kalmaz geri
    Kur’an dır günülerlin rehberi
    Şefaat ya Resulellah

    A.Hakim aşık olmuş
    Maşukun sırrına koşmuş
    Nergis ve sünbüller solmuş
    Şefaat ya Resulellah

    Tabibe gelen boş gitmiyor
    Allah ibadeti emir ediyor
    Nehiyleri men ediyor
    Derde deva alan gelsin

    Kurtul dünya dehşetinden
    Kalma geri ümmetlerden
    Cuda olsan delaletten
    Şefaat ya Resulellah

    A.Hakim herdem diyor
    Hakkın emrini yapıyor
    Bize ölüm hak oluyuor
    Şefaat ya Resulellah

    A.Hakim ÖZTÜRK
    Müküs 1998

    Abdulhakim Öztürk

  4. #4
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Aşk Üstüne

    AŞK ÜSTÜNE

    Hayatın içinden bir çiçek,
    Bazen hayal, bazen gerçek
    Daha rüzgâr esmeyecek
    Yel oturdu kalp üstüne

    Üstünde kalbin goncası var
    Gonca rabden bir yadigâr
    Bu gün bahar yağmur yağar
    Damla düştü gül üstüne

    Leylâk kokan gecelerde
    Mis kokulu bahçelerde
    Kalem şimdi hecelerde
    Söz diziyor söz üstüne

    Yağsın yağmur üstümüze
    Rahmet versin bahçemize
    Bir söz verdik kendimize
    Sözler düştü and üstüne

    Dağlar bayırlar yeşerecek
    Çimenlerde çiçekler açılacak
    O zaman kuşlar yuva yapacak
    Huzur gelecek kalp üstüne

    And içmişiz ant üstüne
    İsyandayız lât büstüne
    Giderayak yüz üstüne
    Gece düştü uykulara

    Kulun yazdı mısralara
    Hak izinde ıtırlara
    Rab katında katmanlara
    Çıkar bu gün aşk üstüne

    Şiirimde emeği geçen dostum İshak CESUR Bey efendiye şükranlarımı sunuyorum.


    A.Hakim ÖZTÜRK
    2005

    Abdulhakim Öztürk

  5. #5
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Babama

    Sığmazsın bilirim birkaç mısraya,
    Anlatmak isterim seni tüm dünyaya
    Hastane yolları kaderin oldu dünyada
    Bizi neden yaraladın baba

    Hangi baba evladını sevmez baba
    Çok sık ağzından duymasam da
    Beni ne kadar çok sevdiğini bilirim baba
    Sıkıntım çok, gözlerim uzaklarda

    Hastane içinde kaynar yüreğim baba
    Hastane içerisinde hasret ocağı tüter baba
    Hastane içinde acı batar baba
    Hastane içinde bir sıkıntı batağı baba

    Hasta yatağın içinde sabır duası, şükür duası dile baba
    Hastane içinde bir bardak çay bir sigara yeter bana
    Pencereden Edremit’in göl mavisine bak baba
    Ziyaretine eş dost herkes gelmiş baba

    Zor günler yaşadık buna dayandık
    Düşündüm her şeyi yeni uyandık
    Hasretlik çekmeyen bunu bilmiyor baba
    Sensiz bayram seyran olmuyor baba

    Başımızda dağ gibi baş tacımız
    Derdimize derman ilacımız
    Meyveli bağımızda ağacımız
    Evimizin direği bahçemizde gülsün baba

    Abdulhakim ÖZTÜRK
    Temmuz 2006

    Abdulhakim Öztürk

  6. #6
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Bahar

    Bahar

    Açan papatyalar yayılır
    Yayılır da güzelliğine katılır
    Yeşilliğe birde kelebekler yakışır
    Yakışırda sündüse bahar yakışır

    Her bahar ben seni hatırlarım
    Dağlar beni çağırır pınarlarına
    Her baharda sündüste gezerim
    Uçkun toplar insanlara ikram ederim.

    Sündüste vardır bin bir bitki
    Kayalarda gezer dolaşır tilki
    Pınarların başında haramdır içki
    Cömertlik topraktandır haktan bilirim.

    Sündüse cennet dedim işte cennet
    Doyum olmaz gezip dolaşmaya
    Sahip çıkmazsak güzel baharına
    Sevgi ekmeli sündüsün baharına

    Abdulhakim Öztürk
    Haziran 2006

    Abdulhakim Öztürk

  7. #7
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Bahar Mevsimi

    BAHAR MEVSİMİ

    Ben bu baharı çok seviyorum
    Seviyorum ve sevdiklerimle paylaşmak istiyorum.
    Bazıları için sıradan bir mevsim
    Bazıları için mutlulukların yıl dönümü
    Bazıları içinse sımsıcak bir mevsim

    Karmaşık duygulardır insanlara yön veren
    Bazen üzüntülere boğan, bazen de yeşerten
    Sevgiler susadıkça kalplerde arar durur
    Soran olmaz ki sevmeyi bilenlerden
    Kalp sızısı başka bir şeye benzemez
    Sorma sevmeyi bilmeyenlerden…

    Abdulhakim Öztürk
    Bahçesaray 2004

    Abdulhakim Öztürk

  8. #8
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Bahçesaray

    Bahçesaray’ım ne güzelsin
    Ne güzeldir senin baharın
    Yüksek dağlarla çevrilmişin
    Sen ne şirinsin Bahçesaray’ım.

    Yazın her tarafın bağ bahçelik
    Yaylalarında var ayrı güzellik
    Ne yazık kışın dünya ile ilişiği kesik
    Kaderinle baş başasın Bahçesaray’ım.

    Yüksek dağlarında kar eksilmez
    Karapet geçidi kışın geçit vermez
    Hesubeşi dağında bulutlar bitmez
    Sündüs yaylasıyla güzelsin Bahçesaray’ım

    Yeşile bürünmüş yazın her yanın
    Meşhurdur senin cevizin, balın
    Her türlü çiçeğin açtığı yerin
    Dertlere dermansın Bahçesaray’ım

    Mirhasan senin bağrında
    Said-i Nursi irşad yolunda
    Feq’yi teyran ziyareti halkın dilinde
    Evliyalar sende yatar Bahçesaray’ım.

    Güzeller güzeli sündüs yaylası
    Her tarafta akar derelere pınarları
    Dağı taşı bitkilerle örtülüdür toprağı
    Dedemin yeridir güzel Bahçesaray’ım.

    Kolay mı yüreğim deki Bahçesaray’ı söküp atmak
    Kolay mı bütün yaşananları geride bırakmak
    Kolay mı arkana bakmadan gidebilmek.
    Bunca yaşanandan sonra git, gidebilirsen Bahçesaray’lım.

    Abdulhakim Öztürk
    2006

    Abdulhakim Öztürk

  9. #9
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Ben Hıradayım

    “BEN HIRADAYIM”

    Ban hıradayım.
    Bu akşam
    Karanlık çökerken
    Hüzünlüyüm ve sabahı bekliyorum
    Bilirim o ambargoyu.
    Dinimize ve dilimize dair.
    Amma, Mekke sokaklarında haykırmaya az kaldı.
    Susturun, kelepçe vurun, gün sizin gününüz
    Amma Bedir meydanına çıkmaya az kaldı.
    Çarmıktayım kızgın çölün ortasında
    Kabilin kırbaçları bir bir sırtımda
    Satılık bir köleyim Mekke sokaklarında
    Özgürlük duvarında ezan okumaya az kaldı
    Dikenleri serpin, serpin yoluma
    Çürümüş işkenbeleri atın boynuma
    Sizler işkence yapın, yapın dostuma
    Ebucehil kellesini koparmaya az kaldı
    Onlar sana deli desinler, deli
    Delilerin bu ülkeyi fethine pek az kaldı
    Siz Hamza’nın cesediyle sevinin
    Ali’nin zülfekarla gelmesine az kaldı
    Ezin Ebuzer’i ezin Ammarı, Salmanı
    Onların gökteki yıldız olmasına az kaldı
    Öldürün Sümeye’yi, Yasiri parçalayın
    Ammar’ın ordularla öc almasına az kaldı
    Sürün Ebuzer’i rebezeye sürün, sürün
    O yüce mahkemenin kurulmasına az kaldı
    Ey Ammar çabuk ol öc almaya çabuk
    Onlarca şehit olmana, sıfıne pek az kaldı
    Ya Hüseyin dayan kerbalaya, su içme, isteme
    Mustafa’nın kevserinden su içmeye az kaldı
    Ey kerbela ağlama, sil göz yaşlarını, sevin
    Salmanın torunlarının öc almasına az kaldı
    Mukaddes bir tohum ektik kerbela bahçesine
    Dört bir yandan filizlerin çıkmasına az kaldı

    Ben hıradayım.
    Suskunum
    Yalnızım
    Yüce ruhun müjdesine az kaldı
    Ey Muhammed ey son kılavuz
    Dilinle haykırıyoruz, uyarıyoruz
    Nedense Kerbelada hep yalnız kalıyoruz
    Ebucehil, dostlarını ezerken görüyoruz
    Bedirde sevinmenin sevincine az kaldı
    Deyin, söyleyin yinede sihirbaz deyin
    Her köşe başını Kabe’yi putlarla süsleyin
    Her kapıyı çelikten kilitle kilitleyin
    O müjdecinin “hak geldi batıl zail oldu” demesine az kaldı
    Korkmayın, sevinin dostlar sevinin
    Mus’ab’bın Medine’ye gitmesine az kaldı
    Ordular toparlanın saflarda hazır olun
    Hepiniz tek bir yöne bakın durun
    Fethe hazır olun
    Muhammed’in “Baş komutan Usame’dir” demesine az kaldı
    Gururlu adımlarla dünyayı dolaşın baştan başa
    İsyan edin gece gündüz bilinsin yerden arşa
    Onlar ölüme çare bulsunlar bakalım, haşa
    Gülüşsünler onlar, sevinsinler
    Meleğin çağrısına az kaldı
    Ne kadar da uzun geliyor bu günler size
    Karanlığın gözünüze çökmesine az kaldı
    Dolaşın durun bu bahçede sergerdan
    Hakimler hakiminin sorgusuna az kaldı

    Ben hıradayım.
    Ken’an’nı düşünüyorum
    Veya başka şey
    Ve şöyle sayıklıyorum bir anda
    Dök göz yaşını ken’an koyusuna Yakub’um
    Yusuf’un kokusunu doymanıza az kaldı
    Kölelik bulutları çekiliyor mısır semalarında
    Yusuf’un hükümdar olmasına az kaldı
    Atın Yusuf’u koyuya, atın, satın.
    Güneş, ay ve yıldızların ona secde etmesine az kaldı

    Ben hıradayım suskunum
    Alnımı sert taşa dayamışım
    Ve o ummana dalmışım
    Şöyle mırıldanıyorum
    Ey Nuh kavmi
    Ey Lut ailesi ve yalanlayanlar
    Allah’ın gazabının üstünüze yağmasına az kaldı
    Ey İbrahim’in dini üzerindeyim diyen müşrikler
    Sizler ne çabuk İbrahim’in yolunu unuttunuz
    Hani put kırandı İbrahim’in lakabı
    Sizler helvadan put yapıp İbrahim’e sondunuz.
    Din adına dininizi elinizle yıktınız
    Allah’a yaklaşmak için dostlarına taptınız
    Ve bunlar Allah katında, “şefaatçilerimizdir” dediniz
    Kimisini de Allah’ın sıfatlarına ortak yaptınız.
    Yardımda, duada ve olağanüstü beklentilerle
    Allah adına Allah’tan uzaklaştınız ve sapıttınız
    Yanlışta değil de doğruda olduğunuzu söylediniz
    Yanıldınız, sapıttınız, bununda farkına varmadınız
    Veya inat ettiniz veya etmektesiniz.
    Durun, durun olduğunuz yerde, bekleyin
    Hüsran denizinde yüzdüğünüzü bilmenize az kaldı
    Hakimler hakiminin sorgusuna az kaldı
    Karnelerin elinize geçmesine az kaldı
    Pişmanız, perişanız, yalnızız demenize az kaldı
    Söndürmeye çalışın, uğraşın Allah nurunu
    O mükkemel nurun üstümüze doğmasına az kaldı
    Böbürlenin bir iki teneke artığıyla
    Oyalanıp durun bir iki deli kavliyle
    Yalanlayın, yalanlayın güneş gibi ayetleri
    İnsandan, nefisten, betondan tanrılar yapın
    Süsleyin kelimelerle renklerle sonra da tapın
    Unutun gerçeği tapın hayale ve oyalanın
    Alay edin ölümün ötesiyle ve bekleyin
    Amma “yaleyteni kuntu turaba” demenize az kaldı



    10-17/MART 2001
    MÜKÜS

    Abdulhakim Öztürk

  10. #10
    Senior Member
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Yer
    Danmark
    Mesajlar
    789
    Bir Demet Gül

    Bir Demet Gül


    Sündüs dağlarında gezerken tatlı bir serap
    Bana güzel çiçeklerden bir demet yap
    Bana o dağları güzel yerleri anlat
    Bana gülden süsenden ıtırlar koklat

    Sündüste yeşerir çeşit çeşit otlar
    Açılır kayalarda mis kokan çiçekler
    Dertlere deva yaralara merhem bitkiler
    Yayla muzu denilen güzel uçkunlar



    A.Hakim ÖZTÜRK
    Haziran 2005

    Abdulhakim Öztürk

Sayfa 1/2 12 SonSon

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.