Sayfa 1/2 12 SonSon
14 sonuçtan 1 ile 10 arası

Aşık Veysel Şatıroğlu

  1. #1
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201

    Aşık Veysel Şatıroğlu



    Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kotu kaderine.

    Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.

    Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

    Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.

  2. #2
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    Dostlar beni hatırlasın

    Ben giderim adım kalır
    Dostlar beni hatırlasın
    Düğün olur bayram gelir
    Dostlar beni hatırlasın

    Can kafeste durmaz uçar
    Dünya bir han, konan göçer
    Ay dolanır yıllar geçer
    Dostlar beni hatırlasın

    Can bedenden ayrılacak
    Tütmez baca, yanmaz ocak
    Selam olsun kucak kucak
    Dostlar beni hatırlasın...

  3. #3
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    Beni Hor Görme Gardaşım

    Beni Hor Görme Kardeşim
    Sen Altındın Ben Tunç Muyum
    Aynı Vardan Var Olmuşuz
    Sen Gümüşsün Ben Saç Mıyım

    Ne Var İse Sende Bende
    Aynı Varlık Her Bedende
    Yarin Mezara Girende
    Sen Toksun Da Be Aç Miyim

    Kimi Molla Kimi Derviş
    Allah Bize Neler Vermiş
    Kimi Arı Çiçek Dermiş
    Sen Balsın Da Ben Cec Miyim

    Topraktandır Cümle Beden
    Nefsini Öldür Ölmeden
    Böyle Emretmiş Yaradan
    Sen Kalemsin Ben Uç Muyum

    Tabiata Veysel Aşık
    Topraktan Olduk Kardaşık
    Aynı Yolcuyuz Yoldaşık
    Sen Yolcusun Ben Bacmiyim

  4. #4
    Moderator
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    6.163
    Benden selam söylen vefasız yare
    Gurbet benim olsun sıla kendine
    Çekilmedik derdimizi bölüşek
    Başlı ben alayım sıla kendine

    Dökek derdimizi ölçek bölüşek
    Ne el bize ne biz ele karışak
    Felek bize gül demez ki gülüşek
    Cefa benim olsun çile kendine

    Çektiğim cefalar yar senden geldi
    Bana bu sitemler kar senden geldi
    Başımdaki duman kar senden geldi
    Ben kara bağlayım ala kendine

    Evvelden hastadır yaralı gönlüm
    Sevdayı mahbuba ereli gönlüm
    Aşkın gömleğine gireli gönlüm
    Hicranı Veysel'den n'ola kendine
    [
    Ya da
    [

  5. #5
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201

  6. #6
    Azeri.net Sevdalısı
    Üyelik tarihi
    Jan 2007
    Mesajlar
    2.201
    ALDANMA CAHiLiN KURU LAFINA

    Aldanma cahilin kuru lafina
    Kultursuz insanin kulu yalandir
    Hukmetse dunyanin her tarafina
    Arzusu hedefi yolu yalandir

    Kar suyundan suzen cesme gol olmaz
    Gul dikende biter diken gul olmaz
    Diz diz eden her sinegin bal'olmaz
    Peteksiz arinin bali yalandir

    Insan bir deryadir ilimle mahir
    Ilimsiz insanin sohreti zahir
    Cahilden iyilik beklenmez ahir
    Islegi ameli hali yalandir

    Cahil okur amma alim olamaz
    Kamilik ilmini herkes bilemez
    Veysel bu sozlerin halka yaramaz
    Sonra sana derler deli yalandir

    ASIK VEYSEL(1894-1973)

  7. #7
    Moderator
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    6.163
    BİLMEM HAYAL MİYDİ YOKSA DÜŞ MÜYDÜ

    Bilmem hayal miydi yoksa düş müydü
    Gönül arzusunu buldu bu gece
    Yalın kılıç mıydı bir ateş miydi
    İçerim köz ile doldu bu gece

    Bilemedim gece ile gündüzü
    Seçemedim güneş ile yıldızı
    Mestane gözleri mestetti bizi
    Aklımı başımdan aldı bu gece

    Mah yüzüne bakma ile doyulmaz
    Sıra sıra benleri var sayılmaz
    Aşk meyinden içen aşık ayılmaz
    Bilemedim bana noldu bu gece?

    Durmaz yanar gerçeklerin çerağı?
    Yakın olur ehl-i aşkın ırağı
    Gölköy oldu VEYSEL'lerin durağı
    Hayali karşıma geldi bu gece
    [
    Ya da
    [

  8. #8
    Moderator
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    6.163
    BENDEN SELAM SÖYLEN VEFASIZ YARE

    Benden selam söylen vefasız yare
    Gurbet benim olsun sıla kendine
    Çekilmedik derdimizi bölüşek
    Başlı ben alayım sıla kendine

    Dökek derdimizi ölçek bölüşek
    Ne el bize ne biz ele karışak
    Felek bize gül demez ki gülüşek
    Cefa benim olsun çile kendine

    Çektiğim cefalar yar senden geldi
    Bana bu sitemler kar senden geldi
    Başımdaki duman kar senden geldi
    Ben kara bağlayım ala kendine

    Evvelden hastadır yaralı gönlüm
    Sevdayı mahbuba ereli gönlüm
    Aşkın gömleğine gireli gönlüm
    Hicranı Veysel'den n'ola kendine
    [
    Ya da
    [

  9. #9
    Moderator
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    6.163
    KARA TOPRAK

    Dost dost diye nicesine sarıldım
    Benim sadık yarim kara topraktır.
    beyhude dolandım, boşa yoruldum
    Benim sadık yarim kara topraktır.
    Nice güzellere bağlandım kaldım
    Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
    Her türlü istediğim topraktan aldım
    Benim sadık yarim kara topraktır

    Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
    Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
    Kazma ile dövmeyince kıt verdi
    Benim sadık yarim kara topraktır

    Adem'den bu deme neslim getirdi
    Bana türlü türlü meyve bitirdi
    Her gün beni tepesinde götürdü
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Karnın yardım kazmayınan, belinen
    Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
    Yine beni karşıladı gülünen
    Benim sadık yarim kara topraktır

    İşkence yaptıkça bana gülerdi
    bunda yalan yoktur herkes de gördü
    Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Havaya bakarsam hava alırım
    Toprağa bakarsam dua alırım
    Topraktan ayrılsam nerde kalırım
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Bir dileğin varsa iste Allah'tan
    Almak için uzak gitme topraktan
    Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Hakikat istersen açık bir nokta
    Allah kula yakın, kul da Allah'a
    Hakkın gizli hazinesi toprakta
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Bütün kusurumu toprak gizliyor
    Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
    Kolun açmış yollarımı gözlüyor
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Her kim ki olursa bu sırra mazhar
    Dünyaya bırakır ölmez bir eser
    Gün gelir Veysel'i bağrına basar
    Benim sadık yarim kara topraktır.
    [
    Ya da
    [

  10. #10
    Moderator
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Mesajlar
    6.163
    TÜRKÜZ TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ

    Dünya dolsa şarkıyılan
    Türküz türkü çağırırız
    Yola gitmek korkuyulan
    Türküz türkü çağırırız

    Türküz Türkler yoldaşımız
    Hesaba gelmez yaşımız
    Nerde olsa savaşırız
    Türküz türkü çağırırız

    Türklerdir bizim atamız
    Halis Türküz kanı temiz
    Şarkı gazeldir hatamız
    Türküz türkü çağırırız

    Bayramlarda düğünlerde
    Toplantıda yığınlarda
    Sıkılınca dar günlerde
    Türküz türkü çağırırız

    Yaylalarda yataklarda
    Odalarda otaklarda
    Koyun gibi koytaklarda
    Türküz türkü çağırırız

    Su başında sulaklarda
    Türkün sesi kulaklarda
    Beşiklerde beleklerde
    Türküz türkü çağırırız

    Hep beraber gelin kızlar
    Bile coşar o yıldızlar
    Koşulunca çifte sazlar
    Türküz türkü çağırırız

    İnler Veysel arı gibi
    Bülbüllerin zarı gibi
    Turnalar katarı gibi
    Türküz türkü çağırırız
    [
    Ya da
    [

Sayfa 1/2 12 SonSon

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.1 ©2011, Crawlability, Inc.