Bu akşam yine beynimin en ücra köşesinden çıkardım seni,
Hâlbuki sen müptelası olduğum romanın en gereksiz cümlesi kadar saklıydın derinlerimde.
Ama şimdi gerçekleşmemiş hayalinle istila ettiğin uzuvlarımı,
Senden arındırmanın tam vaktiydi belki de.
Bu romanı baştan mı okumalıydım?
“Aman yaaa boşa zaman kaybı” nidalarını mı devam ettirmeliydim?
Heyhat bugün okumasam, yarın okuyacaktım.
Hem Sezen Aksu bile kalmışken birilerinde tutuklu,
Benim sende tutuklu kalmam bu kadar mı imkânsızdı?
Seninle olamayacağım günlerin kederi dokularımdayken,
Üstelik de sonunu bile bile bu maceraya tekrar atılmak ne kadar anlamlıydı?
Ama müptelaydım...
Kaç kere baştan okumadım mı?
Nerden bilebilirdim ki romanın en gereksiz sözcüğünün
Bu kadar hoyratça darbesini vuracağını…
Ben tutuktum sana…
Yırtsam, atsam, yaksam ne çare?
En gereksiz cümlenin emrindeydi hücrelerim.
Sen elden ele dolaşırken belki de hiç kimseye hissettirmedin bana hissettirdiklerini…
Hiçbiri görmedi belki de o cümleni…
Bense sular seller gibi ezberledim seni,
Yudum yudum içtim en gereksiz cümleni,
Bağımlısı olduğum romanın o cümlesi,
Hiç kimsenin görmediği, duymadığı, görüp duyup da gülüp geçtiği cümle...
Oradan bakarken hiç kimseye söyletmedi bana söylettiklerini…
Ağlıyorsam bir sebebi var.
Ruhum tutkunu olduğu cümleden çok uzak…
Sırf o cümle yüzünden tekrar okumaya değerdi seni…
Yer imleri