Adını Sen Koy...!
bir yaz sıcağının tenime dokunuşu
yaralı yüreğim kadar yakar mı?
bulutun yağmura kara sevdası,
gözlerimdeki sevda kadar akar mı?
her dem hasretindeyim
bu yürek, candan gitmek üzere.

hep…dağlar kadar özlemini büyüttüm
içimi kavuran titreyiştin sen
şimdi yüreğim çorak benim
hiçbir göz anlatamaz
sustu sırılsıklam gülüşlerim
sustum göğsümü kanatarak
gizledim o kederli siluetini
artık kapanmaz yaramsın sen
bu can, canımdan bitmek üzere

o dumanlı duruşların
simsiyah bir ufukla ömrüme düştü
susturdum yetim çığlıklarımı
içimde bitmeyen korkuya dönüştü
şimdi…seni sadece sayıklayacağım
yazık…kıramadım hasret servilerini
artık seni, kara saplı bir ok gibi
yüreğime saplayacağım
kalbimi yerinden sökmek üzere

yüreğim….kanayan bir yaz gecesi
düşlerim… yarım kalmış bir yaz fırtınası
kapanmışım terkisine simsiyah
susarsa yüreğim susar
parçalanır olanca öcüyle
siz dinleyin
bu yeryüzü, bu gökyüzü, hoyrat yıldızlar
bu gürültüler, bu yankılar, bu arya
bu benim son kanamam
gün, bensiz yüreklere doğmak üzere

bu halime aşina değilim,
her an’ıma bin dirayet,
oysa kifayetsizim,
yüzümde renk sustu,
dudaklarımda ses,
dilimde kıyametin gizli harfleri,
ömrüm ahrete gitmek üzere.